Etiketler
Blog
istanbul escort bayan ilan sitesi
31.01.2014 22:33 istanbul ilinin merkezi olan istanbulşehri tanıtılmaktadır İstanbul, Türkiye’nin en kalabalık, iktisadi ve kültürel açıdan en önemli şehridir. istanbul, iktisadi büyüklük açısıdan dünyada 34 üncü nüfus açısından ise belediye sınırları göz önüne alınarak yapılan sıralamaya göre Avrupa kıtasında birinci sıradadır, dünyada ise Shanghai’dan sonra ikinci sırada yer almakta. İstanbul Türkiye’nin kuzeybatısında, Marmara kıyısı ve Boğaziçi boyunca, Haliç’i de çevreleyecek şekilde kurulmuştur. istanbul kıtalararası bir şehir olup, Avrupa’daki bölümüne Avrupa Yakası veya Rumeli Yakası, Asya’daki bölümüne ise Anadolu Yakası veya Asya Yakası denir. Tarihte ilk olarak üç tarafı Marmara Denizi, Boğaziçi ve Haliç’in sardığı bir yarım ada üzerinde kurulan İstanbul’un batıdaki sınırını İstanbul Surları oluşturmaktaydı. Gelişme ve büyüme sürecinde surların her seferinde daha batıya ilerletilerek inşa edilmesiyle 4 defa genişletilen şehrin 39 ilçesi vardır. Sınırları içerisinde ise büyükşehir belediyesi ile birlikte toplam 40 belediye bulunmaktadır. Dünyanın en eski şehirlerinden biri olan İstanbul, M.S. 330 – 395 yılları arasında Roma İmparatorluğu, 395 & 1204 ile 1261 & 1453 yılları arasında Doğu Roma İmparatorluğu, 1204 & 1261 arasında Latin İmparatorluğu ve son olarak 1453 & 1922 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu’na başkentlik yaptı. Ayrıca İstanbul, hilafetin Osmanlı İmparatorluğu’na geçtiği 1517′den kaldırıldığı 1924′e kadar Sünni İslam’ın da merkezi oldu. istanbul’a çağlar boyunca değişik adlar verilmiştir. Bu kent adları, kent tarihinin farklı dönemleriyle ilişkilidir. Bu adlar tarihsel sırayla, Byzantion, Augusta Antonina, Nova Roma, Konstantinopolis, Kostantiniyye, İslambol ve İstanbul‘dur.
istanbul Byzantion
Byzantion (Yunanca: Βυζάντιον, Latince: Byzantium), İstanbul’un bilinen ilk adıdır. MÖ 667′de Antik Yunanistan’daki Megara kent devleti’nden gelen Dorlu Yunanlı yerleşimciler bugünkü İstanbul üzerinde bir koloni kurdu ve yeni koloniye kralları Byzas veya Byzantas’ın (Yunanca: Βύζας veya Βύζαντας) şerefine Byzantion adını verdiler.
Byzantium, orijinal adı Byzantion olan antik kentin adının 1. yüzyılda, kenti Romalılar ele geçirince, onlar tarafından Latinceleştirilmiş hâlidir.
istanbul Augusta Antonina
Augusta Antonina, miladi 3. yüzyılın başında Roma İmparatoru Septimius Severus′un, oğlu Antonius (sonraki Roma İmparatoru Caracalla) şerefine kente verdiği kısa süreli addır.
istanbul Nova Roma
330 yılında Roma İmparatoru I. Konstantin tarafından kent Roma İmparatorluğu’nun başkenti ilan edilince, kente Latince “Yeni Roma” anlamına gelen Nova Roma (Yunanca: Νέα Ρώμη, Nea Roma) adını koydu ve bu adı teşvik etmeye çalıştıysa da bu ad hiç benimsenmedi.
Konstantinopolis = istanbul
Ancak 337 yılında İmparator I. Konstantin’in ölümüyle kentin adı, onun şerefine “Konstantin’in kenti” anlamına gelen Konstantinopolis’e (Yunanca: Κωνσταντινούπολις, Kōnstantinoúpolis, Latinceleştirilmiş:Constantinopolis) çevrildi. Konstantinopolis, Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu boyunca kentin resmi adı olarak kaldı. Ama Konstantinopolis, kentin yerlileri tarafından sadece Yunanca “kent” anlamına gelen (Πόλις, Polis) olarak anılırdı.
1453 yılında Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmed önderliğinde Osmanlı İmparatorluğu tarafından fethinden sonra bile, Konstantinopolis, Batı’da kullanılan en yaygın ad olarak kaldı. 29 Ekim 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra bile, Cumhuriyet’in neredeyse ilk 7 yılı boyunca Konstantinopolis adı Batılılar tarafından kullanılmaya devam edildi.
istanbul Etimoloji
![]() |
istanbul’un tarihi |
Byzantion |
Byzantium |
Augusta Antonina |
Nova Roma |
Konstantinopolis |
Kostantiniyye |
istanbul |
istanbul’un fethi |
istanbul’un işgali |
Kostantiniyye = istanbul

Kitab-ı Bahriye’ye 1629 yılında Mustafa bin Mehmed Cündî tarafından eklenen İstanbul çizimi.
Kostantiniyye (Arapça: القسطنطينية, al-Qusṭanṭiniyah, Osmanlı Türkçesi: قسطنطينيه, Kostantiniyye), Konstantinopolis’in Arapça şeklidir ve kentin İslam dünyasında bilinir hâle gelen ve en çok kullanılan adı oldu. Yunancada “Konstantin’in kenti” anlamına gelen Konstantinopolis’in aksine, Kostantiniyye Arapça’da “Konstantin’in yeri” anlamına geliyor.
1453 yılında fetihten sonra, kent Osmanlı İmparatorluğu’nun dördüncü başkenti ilan edildi ve Kostantiniyye Osmanlı İmparatorluğu tarafından kentin resmî adı olarak kullanıldı ve 1923 yılında Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşüne kadar, çoğu zaman bu ad kullanımda kaldı. Örneğin Osmanlı İmparatorluğu ve mahkemeleri, Kostantiniyye’de yayımlanan resmî belgelerin kaynağını belirtmek için, “be-Makam-ı Darü’s-Saltanat-ı Kostantiniyyetü’l-Mahrusâtü’l-Mahmiyye” gibi başlıklar kullanılırdı.[17]
Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde de şehir için kullanılan adlardan birisi de “Kostantiniyye”’dir.[18]
Ancak, bazı dönemlerde Osmanlı yetkilileri kent için diğer adlardan yanaydı. Hem kent için hem de Osmanlı hükûmetini tanımlamak ve diplomatik yazışmalar için özellikle bu yüceltici adlar eş anlamlı kullanılırdı ve teşvik edilirdi:
- Dersaadet (Arapça: در سعادت, Mutluluk Kapısı)
- Derâliye (Arapça: در عاليه, Yüce Kapı)
- Bâb-ı Âli (Arapça: باب عالی, Yüce Kapı)
- Pâyitaht (Farsça: پایتخت, Tahtın Ayağı veya başkent)
- Asitane (Farsça: آستانه, Devletin Eşiği).
islambol = istanbul
Tarihte şehir için kullanılan adlar içinde islambol, dar kullanım alanına sahip olsa da kayıtlarda görülen adlardandır. Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde Kostantiniyye adıyla beraber birçok cildinde söz konusu islambol (اسلامبول) kelimesi de kullanılmıştır. Söz konusu seyahatnamede bu ad, diğer adlardan daha yoğun bir kullanıma sahiptir.[19] Halk etimolojisi örneklerinden biridir.
istanbul istanbul
Etimolojik olarak istanbul adının kökeni (Türkçe sesletim: [isˈtanbuɫ], ve halk arasında bazen [ɯsˈtambuɫ]) Ortaçağ (Bizans) Yunancası’nda kent’e veya kent’de anlamına gelen (Yunanca telaffuz:[εἰς τὴν Πόλιν], [is tin ˈpolin]) kelimelerinin Türkçeleştirilmesiyle oluşmuştur. İstanbul, Osmanlı döneminde resmi ad olmasa da, resmi belgelere girdi ve sıkça kullanıldı. Ayrıca Osmanlı Ordusu’nda İstanbul’un merkez ordu komutanı için resmen İstanbul ağası ve İstanbul’un en yüksek sivil hakimi için resmen İstanbul efendisi sıfatları kullanılırdı. 29 Ekim 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra bile, Cumhuriyet’in neredeyse ilk 7 yılı boyunca Konstantiniyye ve yurtdışında Batılılar tarafından Konstantinopolis adları kullanılmaya devam edildi. Ancak, 28 Mart 1930 yılında Türk Posta Hizmet Kanunu ile kentin adı resmen değiştirilerek İstanbul adını almıştır. Konstantinopolis (ve Konstantiniyye) adı ise tamamen yürürlükten kaldırılmıştır. Ayrıca Türk makamları yabancılardan kendi dillerinde kentin tek adı olarak resmen İstanbul adını kullanılmasını talep etmiştir ve uygulamaya koymuştur. Cumhuriyet dönemiyle birlikte İstanbul kentin resmi ve uluslararası adı ilan edildikten sonra “Konstantinopolis” adının mektuplarda veya diğer yazışmalarda ve uluslararası alanlarda kullanılması yasaklandı. Örneğin yurtdışından İstanbul’a gönderilen mektuplarda adres olarak “Konstantinopolis” (yanında İstanbul yazsa bile) yazıldıysa bu mektuplar geri gönderilmeye başlandı.[21][22]
Tarihte istanbul
- Ana madde: İstanbul’un tarihi
istanbulun Genel tarihi
İstanbuldaki Tarihi Yerler* | |
---|---|
UNESCO Dünya Miras Listesi | |
|
|
Ülke | ![]() |
Tür | Kültürel |
Kriter | i, ii, iii, iv |
Referans | 356 |
Bölge** | Avrupa ve Asya |
Tescil bilgisi | |
Tescil | 1985 (9. Oturum) |
* Dünya Mirası resmi listesi. ** UNESCO resmi sınıflandırması. |
istanbul, yerleşim tarihi son yapılan Yenikapı’daki kazılarla bulunan liman doğrultusunda 8500 yıl, kentsel tarihi yaklaşık 3.000, başkentlik tarihi 1600 yıla kadar uzanan Avrupa ile Asya kıtalarının kesiştiği noktada bulunan bir dünya kentidir. Şehir çağlar boyunca farklı uygarlık ve kültürlere ev sahipliği yapmış, yüzyıllar boyu çeşitli din, dil ve ırktan insanların bir arada yaşadığı kozmopolit ve metropolit yapısını korumuş ve tarihsel süreçte eşsiz bir mozaik hâlini almıştır. Uzun zaman dilimleri boyunca her alanda merkez olmayı ve iktidarda kalmayı başaran dünyadaki ender yerleşim yerlerinden biri olan İstanbul geçmişten günümüze bir dünya başkentidir.
İstanbul’un tarihi ana hatlarıyla beş büyük döneme ayrılabilir:
- Tarih öncesi dönemi
- Byzantion dönemi
- Konstantinopolis dönemi
- Konstantiniyye dönemi
- İstanbul dönemi
istanbul Tarih öncesi çağlar
istanbul’un tarihi üç yüz bin yıl önceye kadar uzanmaktadır. Küçükçekmece Gölü kenarında bulunan istanbul Yarımburgaz Mağarasında yapılan kazılarda insan kültürüne ait ilk izlere rastlandı. istanbul Bu dönemde gölün çevresinde Neolitik ve Kalkolitik insanların yasadığı sanılmaktadır. Çeşitli dönemlerde yapılan kazılarda, Dudullu yakınlarında Alt Paleolitik Çağ’a, Ağaçlı yakınlarında ise, Orta Paleolitik Çağ ile Üst Paleolitik Çağ’a özgü aletlere rastlandı.
istanbul Kuruluş dönemi ve Byzantion

istanbul’un en önemli tarihi yapılarından Galata Kulesi, 2010, 2008 yılında İstanbul metrosu için yapılan Marmaray tüp geçidi kazıları sırasında Cilalı Taş Devri’nin sürdüğü MÖ 6500′lü yıllara ait kalıntılara rastlanan şehrin, Anadolu Yakası’ndaki Fikirtepe’de yapılan kazılarda ise Bakır Çağı’nın sürdüğü MÖ 5500–3500 yıllarına ait kalıntılar bulundu.[29] Bunun yanında Kadıköy’de Fenikelilere ait kalıntılar bulundu. Traklar, kentin yakınlarına MÖ 13. yüzyıl ve 11. yüzyıllarda Semistra kentini kurdu. Kral Lygos zamanında Sarayburnu’na, bugünkü Topkapı Sarayı’nın bulunduğu yerde bir Akropolis kuruldu. MÖ 685′te Megara’dan gelen Yunanlar burada bir koloni kurdu, Kral Byzas’ın hükümsürdüğü MÖ 667 yılında ise Byzantion kuruldu. Kente Roma İmparatorluğu hakim olunca, kentin adı Septimius Severus tarafından kısa süreliğine oğlunun adı Augusta Antonina kondu,[32] ardından İmparator I. Konstantin zamanında kent Roma İmparatorluğu’nun başkenti ilan edildi. Bu sırada Nova Roma olarak değiştirilen kentin adı benimsendi ve 337 yılında İmparator I. Konstantin’in ölümüyle Konstantinopolis’e çevrildi. istanbul
istanbul Bizans İmparatorluğu Dönemi

istanbul Bizans Dönemi’nin en önemli eserlerinden Aya Sofya Müzesi, 2004
Bu dönem 324 – 1453 yılları arasını kapsadı. I. Konstantinus şehri ele geçirip Roma İmparatorluğu’nun başkenti yaptıktan sonra, şehir ayrıca Roma’nın doğusunun yönetim merkezi oldu. Romalı nüfusu bu dönemde, Romalı soyluların göçü de dahil olmak üzere önemli boyutta arttı. Bu dönemde; yeni bir mimari yapıyla şehir oldukça genişledi. 100.000 kişilik bir hipodromun (Sultanahmet Meydanı) yanı sıra, limanlar ve su tesisleri yapıldı.
Konstantinus’un döneminde şehre Nova Roma dese de; 11 Mayıs 330 da şehrin ismi Konstantinopolis istanbul oldu. Döneminde Dünya’nın en büyük katedrali olan istanbul Ayasofya’yı 360′da kuran Konstantin; istanbul böylece Roma İmparatorluğu’nun dinini de Hıristiyanlık olarak değiştirdi. Pagan Roma dinine inanan batı ile ilk kopuş da bu dönemde başladı. Her ne kadar; Bizans İmparatorluğu I. Theodosius’un ölümü ile başlasa da; Bizans İmparatorluğu Konstantinus Hristiyanlığı getirmesine duyduğu saygıdan kendisini hep bir Bizans İmparatoru olarak gördü; 1453′deki çöküşüne kadar da 10 İmparatorunun daha ismi Konstantinus oldu. Bu dönemde İstanbul’un rolü oldukça stratejikti; istanbul Avrupa ve Asya arasında bir kapı oldu. istanbul Bu vesile ile, ticaret, istanbul kültür ve diplomasinin yapıldığı bir merkezdi. Bu dönemde şehrin ismi “Poli” (şehir) de oldu. 476′da Batı Roma’nın yıkılması sonrasında da; Batı Roma İmparatorluğu’ndaki Romalıların büyük bir çoğunluğu buraya göç etti, ve Bizans İmparatorluğu’nun da başkenti İstanbul oldu. 543′de nüfusun yarısının ölümüne sebebiyet veren veba salgınından sonra; şehir İmparator I. Jüstinyen döneminde yeniden inşa edildi. 700lü yıllarda Sasaniler ve Avarlar’ın saldırısına uğrayan şehir; 800lü yıllarda Bulgarlar ve Arapların, 900lü yıllarda ise Ruslar ve Bulgarların saldırısına uğradı. Ancak; saldırılar arasında en yıkıcı olanı 1204 yılında oldu. Haçlılar tarafından; 4. Haçlı Seferi’nde 1204 yılında ele geçirilen şehir yağmalandı; halkın büyük bir çoğunluğu şehirden kaçtı; yoksul ve enkaz içinde bir kente dönüştü. Bunun sebebi Batı Roma’da büyüyen Latinlerin; Katolik Hristiyanlık anlayışı ile Bizans’daki Ortodoks Hristiyanlık inanışı arasındaki farklılıklar ve uyumsuzluklardır. Bu dönem sonrasında, 1261 yılında Palailogos Hanedanından; istanbul Michael VIII Palaeologus şehri tekrar ele geçirmiş ve Latin’lerin dönemini sona erdirdi.
istanbul Bu dönemden sonra giderek küçülen Bizans; istanbul Osmanlı İmparatorluğu tarafından 1391′den sonra kuşatılmaya başlandı; istanbul en sonunda 29 Mayıs 1453′de Osmanlı İmparatorluğu’nun himayesine geçti. istanbul’un fethi, Dünya tarihinde Orta Çağ’ın sonunu simgelemektedir. Bizans’ın son imparatoru Konstantin istanbul fetihten önce istanbul’u çok iyi savunuyordu. istanbul Suda bile yanan Grejuva,deniz seferlerini zorlaştırıyordu.Surların güçlülüğü ise şehre girmeyi %70-80 oranında zorlaştırıyordu.Fakat Fatih Sultan Mehmet,zoru başararak yeni bir çağ açtı.
istanbul Osmanlı İmparatorluğu dönemi


1890lı yıllarda Galata Kulesi’nden manzara.
Osmanlı ve Bizans kayıtlarında, 1402′de Yıldırım Bayezıd döneminde İstanbul’un alınması amacıyla yapılan kuşatma kaldırılırken, yapılan anlaşma gereği Sirkeci’de bir Türk mahallesi kurulması şartına uygun olarak Göynük ve Taraklı’dan 760 hane Manav İstanbul’a yerleştirildi. Yani İstanbul’a yerleştirilen ilk yerli Türklerin, bu yöreden giden Manavlar olduğu kaynaklarca da doğrulanmaktadır. Özellikle Anadolu Yakası’ndaki Türklerin kökeni manavlardır.
istanbulCumhuriyet dönemi
“ | Eğer dünya tek bir ülke olsaydı, başkenti İstanbul olurdu. | ” |
—Napolyon Bonapart |
istanbul Cumhuriyet sonrası 1923-1950 yılları arasında fiziksel atılımlar oldu. istanbul 1900′lerin başında 1 milyon olan nüfus, 1927′de 690.000′e düştü, istanbul 1935′de 740.000 ve 1945′de tekrar 900.000′e ulaştı. istanbul 1950′lerde Balkanlar’dan göç alan şehirde, bu dönemde şehirleşmede gecekondular ön plana çıkmaktadır. istanbul 1960′larda ise gecekonduların yanında, apartmanlaşma başladı. istanbul 1970′lerde ise hızlı nüfus artışı ile konut ve ulaşım sorunları önem kazandı. istanbul Bu dönemde otomobil sayısının artması ve sonucunda trafiğin artması Boğaziçi Köprüsü’nün yapılmasında etkili oldu ve ulaşımda önemli bir noktaya varıldı. İstanbul metropoliten alanı 1970-1975 yılları arasında merkezde 50 kilometre yarıçaplı iken 1980′de 60 kilometre yarıçapa ulaştı. istanbul 1990′ların nüfus artışı, nüfusun dış taraflara yayılması ile sonuçlandı ve sonucunda İETT’nin yetersiz gelmesi ile dolmuş ve minibüsler bu açığı kapatmaya çalıştılar.istanbul 70’li yıllarda eski hızı ile olmasa da imar faaliyetleri canlanan şehirde 1973 yılında Boğaziçi Köprüsü açıldı.
istanbul Sanat
istanbul Kenti, çok kez el değiştirip, yıprandığından istanbul kentte, istanbul Roma İmparatorluğu Dönemine ait fazla yapı kalmadı.istanbul Kalanlar içinde en önemlileri: 330 yılında İmparator I. Konstantin onuruna kentin yedi tepesinden birine dikilen anıt. istanbul Sütun her biri 3 ton ağırlığında ve 3 metre çapında olan bileziklerle birbirine bağlanmış toplam 8 adet sütun ve bir kaidenin üst üste konulmasıyla oluşturuldu.istanbul Bu dönemden günümüze kalan bir başka yapı da Bozdoğan Kemeri’dir. Kentin su rezerv sisteminin inşası İmparator Hadrianus döneminde başladı. I. Konstantin zamanında kentin yeniden yapılanması ve büyümesiyle birlikte hızla artan nüfusun ihtiyacını karşılamak için sistemin daha da genişletilmesine gerek duyuldu. Kemer, suyunu Kağıthane ile Marmara Denizi arasında kalan tepelerin yamaçlarından alan ve Trakya’nın tepelik bölgelerinden kente kadar uzanarak kentin su gereksinimini karşılayan geniş kemerler ve kanallar sisteminin son noktasında yer aldı. O zamanlar kente gelen bu su, toplam kapasitesi 1 milyon metreküpten fazla olan üç açık ve Yerebatan Sarnıcı gibi yüzden fazla yeraltı sarnıcında depolandı.Bugün Sultanahmet Meydanı olarak bilinen Hipodrum Meydanı ise Circus Maximus tarafından inşa edildi.
Doğu Roma İmparatorluğu ve istanbul
istanbul Doğu Roma İmparatorluğu, kentte bin yıl kadar hüküm sürdü ve burayı başkent olarak kullandı. istanbul Bu özelliğinden dolayı istanbul’da çok sayıda Doğu Roma yapısı vardır. istanbul Bunların en önemlileri Eminönü’nde toplanmıştır. Bu yapılar içinde en önemlisi, kilise olarak açılan istanbul Ayasofya Müzesi’dir. istanbul Ayasofya Doğu Roma İmparatoru I. Jüstinyen tarafından M.S. 532 – 537 yılları arasında inşa ettirilmiş bazilika planlı bir patrik katedrali olup, 1453 yılında İstanbul’un Türkler tarafından fethedilmesiyle Fatih Sultan Mehmet tarafından camiye dönüştürüldü ve günümüzde müze olarak hizmet verir. Ayasofya’dan sonra yapılan önemli yapılardan biri Fethiye Camisi’di. istanbul Kilise olarak, 13. yüzyıl sonlarında Doğu Roma’nın ileri gelenlerinden Mihail Glabas Tarkaniotes tarafından inşa ettirildi. İstanbul’un fethinden sonra 1454 yılında patrikhane olarak kullanıldı, 1590 yılında İran savaşlarında Gürcistan ve Azerbaycan’ın fethedilmesiyle, fethin hatırası olarak camiye dönüştürüldü. Gene önemli yapılardan Kariye Müzesi, manastır olarak 534 yılında Doğu Roma İmparatoru I. Jüstinyen döneminde Aziz Theodius tarafından yapıldı. 11. yüzyılda I. Aleksios’un kayınvalidesi Maria Doukaina tarafından yeniden inşa ettirildi. 1204-1261 yıllarındaki Latin İmparatorluğu döneminde harap olan manastır, Theodoros Metokhites tarafından 14. yüzyılda onarıldı. Dış narteks ve parekklesion bu dönemde yapıya eklendi.
istanbul Osmanlı İmparatorluğu


Yeni Barok tarzda yapılan Ortaköy’deki Büyük Mecidiye Camii
istanbul İmparatorluk devri boyunca sayısız eser yapılmıştır.istanbul Saray tipi 19. asırda Batı’dan gelerek girmiştir. istanbul Bir asır yaşayan ve son yarım asrını mimarbaşı olarak geçiren Sinan şu eserleri yapmıştır.istanbul 81 cami, 50 mescid, 55 medrese,19 türbe, 14 imaret, 3 hastahane, 7 su bendi (baraj), 8 köprü, 16 kervansaray, 33 saray, 32 hamam, 6 mahzen, 7 d’arulkurrâ. Bu 441 eser bütün imparatorluğa dağılmıştır. istanbul 1839 yılında Tanzimat Fermanı’nın ilanı ile Avrupalılaşma yolunda önemli adımlar atılmıştır. istanbul Osmanlı, 18. yüzyılın sonlarına doğru Avrupa tarzını benimsemiş ve bunu mimariye ve sanata yansıtmıştır. Avrupa’da yaygınlaşan barok stili İstanbul’da da birçok eserin yapımında uygunlanmıştır. Barok ve rokoko tarzında yapılan Dolmabahçe Sarayı, Beylerbeyi Sarayı ve Ortaköy Camii dünyada bu tür için önemli bir yer teşkil eder.
Coğrafya

istanbul Boğazı’nın uydudan görünümü.

istanbul 41° K, 29° D koordinatlarında yer alır. Batıda Çatalca Yarımadası, doğuda Kocaeli Yarımadası’ndan oluşur. Kuzeyde Karadeniz, güneyde Marmara Denizi ve ortada İstanbul Boğazı’ndan oluşan kent, kuzeybatıda Tekirdağ’a bağlı Saray, batıdaTekirdağ’a bağlı Çerkezköy, Tekirdağ, Çorlu, Tekirdağ, güneybatıda Tekirdağ’a bağlı Marmara Ereğlisi, kuzeydoğuda Kocaeli’ne bağlı Kandıra, doğuda Kocaeli’ne bağlı Körfez, güneydoğuda Kocaeli’ne bağlı Gebze ilçeleri ile komşudur.[46] İstanbul’u oluşturan yarımadalardan Çatalca Avrupa, Kocaeli ise Asya anakaralarındadır. Kentin ortasındaki İstanbul Boğazı ise bu iki kıtayı birleştirir. Boğazdaki Fatih Sultan Mehmet ve Boğaziçi Köprüleri kentin iki yakasını birbirine bağlar. İstanbul Boğazı boyunca ve Haliç’i çevreleyecek şekilde Türkiye’nin kuzeybatısında kurulmuştur.

Havadan istanbul’un kalbi
istanbul Jeoloji
istanbul’a, yakın yerde bulunan Kuzey Anadolu Fay Hattı, Kuzey Anadolu’dan başlayarak Marmara Denizi’ne kadar uzanır. İki tektonik plaka olan Avrasya ve Afrika birbirlerini iterler ve buda fayın hareket etmesine sebep olur. Bu fay hattı nedeniyle bölgede tarih boyunca çok şiddetli depremler meydana gelmiştir. 1509 yılında meydana gelen Büyük İstanbul Depremi bunun en büyük örneğidir. Bu deprem İstanbul’da, 100 camiinin yıkılmasına ve 10 bin insanın hayatını kaybetmesine neden olmuştur. 1766 yılındaki depremde ise, Topkapı Sarayı, Ayasofya, Eyüp Sultan Camii ve Kapalıçarşı gibi yapılar büyük hasar aldı. 1999 Gölcük Depremi’nde de 18 bin insan ölmüş ve birçok insanda evsiz kalmıştır.[49] Sismolojistler, 2025 yılından önce 7 büyüklüğünde bir depreminde olabileceğini belirtmektedirler.
istanbul iklim
istanbul hava durumu
istanbul’un iklimi, Karadeniz iklimi ile Akdeniz iklimi arasında geçiş özelliği gösteren bir iklimdir, dolayısıyla istanbul’un iklimi ılımandır. istanbul’un yazları sıcak ve nemli; kışları soğuk, yağışlı ve bazen karlıdır. Nem yüzünden, hava sıcak olduğundan daha sıcak; soğuk olduğundan daha soğuk hissedilebilir. Kış aylarındaki ortalama sıcaklık 2 °C ile 9 °C civarındadır ve genelde yağmur ve karla karışık yağmur görülür. Kar da yağar. Kış aylarında bir iki hafta kar yağabilir. Yaz aylarındaki ortalama sıcaklık 18 °C ile 28 °C civarındadır ve genelde yağmur ve sel görülür. En sıcak aylar Temmuz ve Ağustos aylarıdır ve ortalama sıcaklık 23 °C dir, en soğuk aylar da Ocak ve Şubat aylarıdır ve ortalama sıcaklık 5 °C dir. İstanbul’da yılın ortalama sıcaklığı 13,7 derecedir.
Toplam yıllık yağış 843,9 mm dir ve tüm yıl boyunca görülür. Yağışların % 38′i kış % 18′i ilkbahar, % 13′ü yaz, % 31′ sonbahar mevsimindedir. Yaz en kuru mevsimdir, ama Akdeniz iklimlerinin aksine kurak mevsim yoktur. istanbul 1994 yılına kadar susuzluk çekmiştir fakat alınan önlemlerle herhangi bir su sıkıntısı kalmamıştır. Bunlardan biri Melen projesidir. Şu ana kadar en yüksek hava sıcaklığı; 12 Temmuz 2000′de 40.5 °C olarak kaydedilmiştir. En düşük hava sıcaklığı ise; 9 Şubat 1929′da -16.1 °C olarak kaydedilmiştir. Şehir oldukça rüzgârlıdır; rüzgârın ortalama hızı saatte 17 km dir.
![]() ![]() |
|||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Aylar | Ocak | Şubat | Mart | Nisan | Mayıs | Haziran | Temmuz | Ağustos | Eylül | Ekim | Kasım | Aralık | Yıl |
Ortalama en yüksek sıcaklık, °C | 8,7 | 9,1 | 11,2 | 16,5 | 21,4 | 26,0 | 28,4 | 28,5 | 25,0 | 19,1 | 15,3 | 11,1 | 18,4 |
Ortalama sıcaklık, °C | 5,8 | 5,9 | 7,6 | 12,1 | 16,7 | 21,0 | 23,4 | 23,6 | 20,2 | 16,0 | 11,9 | 8,2 | 14,3 |
Ortalama en düşük sıcaklık, °C | 2,9 | 2,8 | 3,9 | 7,7 | 12,0 | 16,0 | 18,5 | 18,7 | 15,5 | 12,0 | 8,5 | 5,3 | 10,3 |
Ortalama yağış, mm | 98,4 | 80,2 | 69,9 | 45,8 | 36,1 | 34,0 | 38,8 | 47,8 | 61,4 | 96,9 | 110,7 | 123,9 | 843,9 |
Kaynak: Worldweather.org Türkiye Devlet Meteoroloji Genel Müdürlüğü (DMİ) |
istanbul Doğal Yaşam
istanbul Çok zengin bir bitki topluluğuna sahip olan İstanbul yöresinde şimşir, meşe, çınar, kayın, gürgen, akçaağaç, kestane, çam, ladin ve servi gibi 2500 kadar bitki türü yetişir. Bu bitkilerden bir kısımı bu yöreye endemiktir. Genellikle ormanları oluşturan ağaçlar, İstanbul’un kuzeydoğusu, Alemdağ’ın kuzeyi ve Polenezköy çevresinde görülen kayın, kestane ve saplı meşedir. Bitki örtüsüne iklimin etkisinin yanında toprağında etkisi vardır. Kayın ağaç topluluğun bulunduğu alanları kireçsiz kahverengi orman toprakları kaplarken, meşe ve kestane topluluğunda bu topraklar kireçsizdir. Yaklaşık 2500 civarında doğal bitki türüne sahip olan İstanbul, bu özelliği ile İngiltere gibi Avrupa ülkelerini tek başına geride bırakabilir durumdadır. Bu aynı zamanda Türkiye’de doğal olarak yetişen on binden fazla bitkinin, yaklaşık 1/4’ünü İstanbul’da barınması demektir; ve bu bitkilerden bazıları endemiktir, yani tüm dünya üzerinde sadece İstanbul’da yaşamaktadır. istanbul çiğdemi (Crocus olivieri subsp. istanbulensis) bu endemik bitkilere örnektir.
Hayvan yaşamı yönünden de zengin olan istanbul’da, kızılgeyik, karaca, alageyik, yaban domuzu, yaban kedisi, çakal, ve tilki gibi bulunan memeli hayvanlar bulunabilir. istanbul Bununla beraber önemli bir kuş göç yolu üzerinde yer alan istanbul’da her ilkbahar ve sonbaharda leylek, kartal, şahin ve atmaca gibi çeşitli kuş türleri gözlemlenebilir. istanbul’da en yaygın bulunan kuşlar ise serçe, güvercin, kumru, karga ve artık kentin bir simgesi hâline gelen martıdır.
istanbul Şehir yapısı

İstanbul’un toplam 39 ilçesi vardır. Bu ilçelerin 25′i Avrupa Yakası’nda, 14′ü ise Anadolu Yakası’ndadır. İstanbul’un ilçeleri üç ana bölgeye ayrılmaktadır. istanbul Eski İstanbul’un tarihi yarımadası olan Fatih ve Eminönü (Eminönü ilçesi 2008 yılında bir yasa ile Fatih ilçesine bağlanmıştır. Günümüzde yarımadayı Fatih ilçesi oluşturmaktadır.) 15. yüzyıl’ın İstanbul’unu oluşturmaktaydı. Bu bölgenin kuzey kıyılarındaHaliç bulunmaktaktadır. Batıdaki İstanbul Surları’na kadar uzanır. Güney sınırını Marmara Denizi denizi oluşturur. Doğuda ise Boğaz’ın girişi bulunmaktadır.Haliç’in kuzeyinde bulunan Beyoğlu ve Beşiktaş ilçeleri tarih açısından büyük öneme sahiptir. Son Osmanlı Padişahları’nın sarayı Dolmabahçe Sarayı Kabataş’dadır. İstanbul istanbul Boğazı kıyıları boyunca Ortaköy ve Bebek gibi eski semtler birbirlerini takip etmektedir. istanbul Şehrin her iki yakasındada Boğaz boyu devam eden lüks yalılar mevcuttur.
- istanbul Üsküdar (antik Chrysopolis) ve Kadıköy (antik Chalcedon) ilçeleri eski zamanlarda birer şehir iken zamanla değiştirilerek İstanbul’un ilçesi hâline gelmişlerdir. İstanbul’un Anadolu Yakası’ndaki en eski ilçeleridir. Günümüzde, birçok çağdaş yerleşim alanlarına ve iş sahası bakımından büyük öneme sahiptir. Şehrin nüfusunun üçte birine ev sahipliği yapmaktadır.
İstanbul’un tarihi semtlerinden batıya ve kuzeye gidildikçe büyük bir farklılaşma görülür. En yüksek gökdelenler ve ofis binaları Avrupa Yakası’da özellikle Levent, Mecidiyeköy ve Maslak’ta toplanırken, Anadolu Yakası’nda ise Kadıköy ilçesindeki Kozyatağımahallesi dikkat çeker. 20. yüzyılda şehrin hızla büyümesi, doğudan batıya büyük bir göçün başlamasına neden olmuştur.[61] Böylece şehirdeki gecekondulaşma büyük bir hız kazanmıştır. Kaçak olarak hazine veya özel arazilere yapılan bu binalar, kısa sürede ve düşük kalitede yapılır. Türkiye’nin en büyük şehirleri arasında bulunan Ankara ve İzmir’de bu yapılar yaygındır. Gecekondular, çarpık kentleşmeye büyük ölçüde neden olmaktadır.[62]

Galata Kulesi’nden tarihi yarımadanın görünümü.
istanbul Kentleşme

Haliç ve tarihi yarımada.
İstanbul’un şehir yapısı ve şekli sürekli değişmektedir. Yunan, Roma ve Bizans dönemleri boyunca Konstantinopolis’in tarihi yarımadasında, Galata’da (Pera. sonraki adıyla Beyoğlu), Chalcedon (Kadıköy) ve Chrysopolis’te (Üsküdar) önemli derecede yenilenme ve büyümeler yaşanmıştır. Antik zamanlarda şuanki İstanbul’un tüm ilçeleri birer bağımsız şehirdiler. Bugün İstanbul, eski Konstantinopolis’in metropol hâli olarak kabul edilebilir. Çünkü şehir o dönemlerden beri genişletilmekte ve yenilenmektedir.
Son yıllarda inşa edilen çok yüksek yapılar, nüfusun hızlı büyümesi göz önüne alınarak yapılmışlardır. Şehrin hızla genişlemesinden dolayı konutlaşma, genellikle şehir dışına doğru ilerlemektedir. Şehrin sahip olduğu en yüksek çok katlı ofis ve konutlar,Avrupa Yakası’nda bulunan Levent, Mecidiyeköy ve Maslak semtlerinde toplanmıştır. Levent ve Etiler’de çok sayıda alışveriş merkezi toplanmıştır. Türkiye’nin en büyük şirket ve bankalarının önemli bir kısmı bu bölgede bulunmaktadır.
20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren, özellikle Anadolu Yakası’nda denize yakın yazlık konutların ve lüks köşklerin yapımına hız verilmiştir. Kadıköy ilçesindeki Bağdat Caddesi genişliği ve uzunluğuyla birçok alışveriş merkezi ve restoranı barındırmaktadır. Bu gelişmelerde bölgenin gelişimine olumlu katkıda bulunmuştur. Yaka da, son yıllarda gerçekleşen nüfus büyümesinin en büyük faktörü Anadolu’dan gelen göçtür. Günümüzde, İstanbul halkının %66′sı Avrupa Yakası’nda yaşamaktadır.
istanbul Yönetim
İstanbul’un hâlen görevde bulunan Belediye başkanı, Kadir Topbaş’tır.[64] Şehrin valisi ise Hüseyin Avni Mutlu’dur.[65]
İstanbul, partili sistem ile başa gelen başkanlar tarafından yönetilir. Bu yönetim şekli 3 Nisan 1930′da İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kurulmasından beri devam etmektedir. Belediye şehrin tüm karar yetkisini elinde bulundurmaktadır. Şehrin yönetimi 3 ana organda toplanmıştır. 1. Belediye Başkanı (her 5 yılda bir seçilir.), 2. Büyükşehir Konseyi, 3. Büyükşehir yönetim kurulu.
Bugünkü İstanbul Büyükşehir Belediye Binası Fatih ilçesinin Saraçhane adıyla bilinen bölgesinde bulunmaktadır. Bina, 17 Aralık 1953 yılında tamamlanmış, 26 Mayıs 1960 tarihinde belediye binası olarak hizmet vermeye başlamıştır.[66]
Nüfus yapısı istanbul

1975 ve 2011 yılları arasında İstanbul’un nüfus artışı (gri kısımlar binalardır)
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) hazırlamış olduğu 2012 yılı Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) sonuçlarına göre İstanbul’un (İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve bağlı belediyelerin sınırları içindeki nüfus) toplam nüfusu 13.710.512 kişidir.
İstanbul’un 14′ü Anadolu Yakasında, 25′i Avrupa Yakasında olmak üzere toplam 39 ilçesi vardır. İstanbul’un 39 ilçesi nüfus sayısı bakımından 2012 yılı verilerine göre incelendiğinde en yüksek nüfusa sahip ilçesi Bağcılar (749.024), en az nüfusa sahip ilçesi de Adalar (14.552) olmuştur. İstanbul’da yaşayanların % 64,71′i (8.872.324) Avrupa Yakası; % 35,28′i de (4.838.188) Anadolu Yakasında ikamet eder. İstanbul Nüfuslarına göre en kalabalık şehirler listesi’nde dünyanın en kalabalık 2. şehiridir.
Belediye Nüfusları istanbul
İlçelere göre İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve bağlı belediyelerin sınırları içindeki nüfus;
|
|
|
|
Nüfus Piramidi istanbul
Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’ne göre 2011 yılı itibariyle İstanbul İli nüfusunun yaş gruplarına göre dağılımı;
0 - 4 | 1.084.589 |
|
||
5 - 9 | 1.033.568 |
|
||
10-14 | 1.085.691 |
|
||
15-19 | 1.056.759 |
|
||
20-24 | 1.117.306 |
|
||
25-29 | 1.331.316 |
|
||
30-34 | 1.411.980 |
|
||
35-39 | 1.190.655 |
|
||
40-44 | 956.148 |
|
||
45-49 | 906.704 |
|
||
50-54 | 690.238 |
|
||
55-59 | 585.538 |
|
||
60-64 | 407.682 |
|
||
65-69 | 275.906 |
|
||
70-74 | 194.453 |
|
||
75-79 | 146.506 |
|
||
80-84 | 93.147 |
|
||
85-89 | 43.309 |
|
||
90+ | 12.745 |
|
Tarihsel nüfus istanbul
İstanbul’un nüfusu tarih boyunca tahmini olarak (1927-2010 sayımlarının, 1927 öncesi tahmini rakamlarıdır) şöyledir:
|
|
|
|
|
Din istanbul’da
İstanbul dünyadaki çoğu metropol gibi birçok insan topluluğu tarafından şekillendirilmiştir. Şehirdeki en büyük mensubu bulunan din İslamiyet’tir. Dini azınlıkları ise Yunan Ortodoks Kilisesi, Ermeni Apostolik Kilisesi ve Sefarad ve Aşkenaz Yahudiler oluşturmaktadır. 2000 yılı nüfus sayımına göre; 2,691 faal cami, 123 faal kilise, 26 faal sinagog mevcuttur. Ayrıca 109 Müslüman mezarlığı, 57′de gayrimüslim mezarlığı bulunmaktadır. Sayıları çok azalmadan önce, belirli ilçelerde bu dini azınlıklar yaşamaktaydı. Örneğin Kumkapı’da Ermeni nüfusu, Balat’da Yahudi nüfusu ve Fener’de ise Rum nüfusu vardı. Rum Ortodoks Patrikhanesi Fatih’in Fener semtinde bulunmaktadır. Bu patrikhane Hıristiyanlık dininin önemli bir kesimini oluşturan Ortodoks mezhebinin merkezidir.

İstanbul’daki en önemli camilerden biri olan Sultan Ahmet Camii’nin iç avlusundan bir görünüm.
istanbul Müslümanların hilafet merkezidir
Şehrin en büyük dini grubunu Müslümanlar oluşturmaktadır. Bunların yanı sıra, Müslümanların en kalabalık mezhep formunu Sünniler, bu mezhebi takibende Aleviler nüfusça fazladır. 2007 yılındaki sayıma göre şehirde ki toplam camii sayısı 2,994′tür.İstanbul, İslam Hilafeti’nin son merkezi olmuştur. 1517 yılında Yavuz Sultan Selim ile başlayan halifelik, 3 Mart 1924 yılında Abdülmecit ile sona ermiştir. 2 Eylül 1925 yılında da tekkeler kapatılmış, tarikat yasaklanmıştır. Böylelikle ülkede laik sistem başlamış ve bu değişimden en çok etkilenen il İstanbul olmuştur. Halifeliğin kaldırılmasının hemen ardından Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmuştur. Osmanlı İmparatorluğu döneminde var olan en yüksek yetkiye sahip Şeyhülislamlar da yerini Diyanet İşleri Başkanına bırakmıştır.
Hristiyanlar istanbul’da

Fatih’in Fener semtinde bulunan Aya Yorgi Kilisesi’nin içi.
Şehir 4. yüzyıldan beri Rum Ortodoks Patrikhanesi’nin merkezi olmuş ve diğer Ortodoks kiliselerinde merkezi olarak hizmet vermeye devam etmektedir. Aynı zamanda şehir, Türk Ortodoks Patrikhanesi ve İstanbul Ermeni Patrikhanesi’ninde merkezidir. Eski yıllarda Bulgar Piskopsluğu ön planda iken bu zamanla yerini Ortodoks Kiliselerine bırakmıştır. İstanbul’da yaşayan özellikle Rumlar ve Ermeniler, Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşü sırasında Türkler ile zaman zaman çatışmalar yaşamış fakat Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla düzen yeniden sağlanmıştır. Savaşlar nedeniylede 1914 ve 1927 yılları arasında şehirde bulunan Hristiyan nüfusu hızlı bir düşüş yaşayarak 450,000′den, 240,000′e gerilemiştir.1923 yılında yapılan Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi’den İstanbul’da yaşayan Yunan Ortodoks toplumu muaf tutulmuştur. Ancak İkinci Dünya Savaşı yılları bu azınlık için bir dizi vergiler getirilmiştir. (bkz. Varlık Vergisi) 1955 yılında meydana gelen Rum azınlıklara yönelik tahrip ve yağma hareketi olan 6-7 Eylül Olayları’ı 11 Rum’un ölümüne ve 30 ile 300 kişinin yaralanmasına neden olmuştur. Bu olay sonucundada İstanbul’dan, Yunanistan’a hızlı bir şekilde göç artmıştır ve 12,000 Rum vatandaşlıktan çıkarılmıştır.
İstanbul’un Osmanlılar tarafından ele geçirilmesi ile birlikte birçok kilise, camiiye çevrilmiştir. Küçük Ayasofya Camii, Fenari İsa Camisi, Arap Camii, Kocamustafapaşa Sümbül Efendi Camii gibi eski yapılarda İstanbul’un Osmanlı hakimiyetine geçmesinden sonra camiiye çevrilen kiliselerdendir. Bu camilerden en büyüğü ve en önemlisi Fatih’in Eminönü semtinde bulunan Ayasofya’dır. Ayasofya Atatürk’ün isteğiyle ibadete kapatılmış ve Bakanlar Kurulu’nun da onayıyla 24 Kasım 1934 tarih ve 7/1589 sayılı kararıyla müzeye çevrilmiştir.
Yahudiler istanbul
-
Ana madde: Türkiye’de Yahudilik
Sefarad Yahudileri 500 yılı aşkın süredir bu şehirde yaşamaktadırlar. İstanbul’daki Yahudiler’in bugünkü nüfusu 22,000 civarındadır. Aşkenaz Yahudileri, Sefarad Yahudileri’ne nispeten daha yeni ve çok daha küçük bir topluluktur. Yahudiler’in ibadethaneleri sinagoglardır. Şehirde bulunan aktif sinagog sayısı ise 20′dir. Bu sinagogların içinde en büyük taşıyanı Beyoğlu ilçesinin Karaköy semtinde bulunan Neve Şalom Sinagogu’dur. 1951 yılında ibadete açılan sinagog en büyük cemaate de sahiptir. Sefarad Yahudiler’in dili olan Ladino dili (Yahudi İspanyolcası) 65 yaş üzeri kişiler tarafından konuşulur, 65 yaşın altındaki Yahudiler tarafından anlaşılsa bile artık konuşulamamaktadır. Bu yüzden Ladino ciddi bir yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır.
türkiyenin Ekonomisi istanbul tarafından yönetilir

İstanbul, Türkiye’nin en büyük şehri ve siyasi olarak eski başkentidir. Kara ve deniz ticaret yollarının bir kavşağı olması ve stratejik konumu nedeniyle Türkiye’de ekonomik yaşamın merkezi olmuştur. Şehir aynı zamanda en büyük sanayi merkezidir. Türkiye’deki sanayi istihdamının %20′sini karşılamaktadır. Yaklaşık olarak %38′lik endüstriyel alana sahiptir. İstanbul ve çevre iller bu alanda; meyve, zeytinyağı, İpek, pamuk ve tütün gibi ürünler elde etmektedir. Ayrıca gıda sanayi, tekstil üretimi, petrol ürünleri, kauçuk, metal eşya, deri, kimya, ilaç, elektronik, cam, teknolojik ürünler, makine, otomotiv, ulaşım araçları, kağıt ve kâğıt ürünleri ve alkollü içkiler, kentin önemli sanayi ürünleri arasında yer almaktadır. Forbes Dergisi’nin yaptığı araştırmaya göre 2008 yılı Mart itibariyle 35 milyardere sahip şehir dünya sıralamasında dördüncü olmuştur. İstanbul’da ilk olarak 1866 yılında hizmete giren Dersaadet Tahvilat Borsası, 1986 yılı başlarında mevcut yapı değiştirilerek bugünkü İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) açılmıştır. 19. ve 20. yüzyıl başlarında Galata semtinde bulunan Bankalar Caddesi Osmanlı İmparatorluğu için finans merkezi olmuştur. Bu bölgede Osmanlı’nın merkez bankası olan Bank-ı Osmanî (1856 yılından sonra yeniden düzenlerek 1863 yılından itibaren Bank-ı Osmanî-i Şahane) ve Osmanlı Borsası bulunurdu. Bankalar Caddesi, 1990 yılına kadar finans ve ekonomi merkezi olmayı korumuş fakat yenileşme hareketi başlaması sonucu modern iş merkezleri Levent ve Maslak bölgeleri olmuştur. 1995 yılında İMKB, Sarıyer’in İstinye semtinde bulunan bugünkü binasına taşınmıştır.
Günümüzde İstanbul, Türkiye’nin %55 üretimine ve %45′lik ticaret hacmine sahiptir. Ülkede Gayrisafi millî hasıla’nın %21.2′lik kısmını oluşturur. Toplam ihracattaki payı %45,2, ithalâttaki payı ise %52,2′dir.
istanbul Turizm
İstanbul’un tarihi, anıtlar ve yapıtların fazlalığı, ve Boğaz’a sahip olması nedeniyle gözde turizm merkezlerinden biridir. Turistler arasında en büyük pay Almanlara aittir. Almanları Ruslar, Amerikalılar, İtalyanlar ve Fransızlar izler. 2011 yılında kente 8 milyon 58 bin turist gelmiştir.[88] Istanbul’da her bütçeye uygun otel bulmak mümkündür. 5 yıldızlı zincir otellerden, butik aile işletmesi otellere kadar 1180′den fazla otel bulunmaktadır. Son yıllarda dünya çapında isim yapmış zincir oteller İstanbul’a yoğun ilgi göstermektedirler.
istanbul Halk hizmetleri
istanbul Eğitim
- Ana madde: İstanbul’daki üniversiteler listesi
İstanbul’da yedisi devlet yirmi dördü vakıf olmak üzere otuz bir üniversite vardır. Özellikle kamuya ait öğretim kurumları ülkenin en saygın ve en donanımlı üniversitelerindendir. Ancak son yıllarda da özel üniversitelerin sayısında bir yükselme olmuştur. Türkiye’nin en eski 3 devlet üniversitesinden ikisi İstanbul’dadır. İstanbul Üniversitesi 1453 yılında kurulmuştur ve Türkiye’nin en eski üniversitesidir.[89] İstanbul Teknik Üniversitesi (1773) ise dünyanın en eski üçüncü teknik üniversitesidir ve tamamen mühendislik bilimleri adanmıştır.[90][91] İstanbul’da tanınmış diğer devlet üniversiteleri; Boğaziçi Üniversitesi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi’dir. Ayrıca ülkenin en eski 4 vakıf üniversitesinden üçü bu kenttedir. Bunlar 1992 yılında kurulan Kadir Has Üniversitesi ve Koç Üniversitesi’dir.

Türkiye’nin en eski teknik üniversitesi İTÜ’nün mimarlık fakültesi binası
İstanbul’da eğitim veren Universiteler :
- Devlet: Boğaziçi Üniversitesi, Galatasaray Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi, Marmara Üniversitesi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, İstanbul Medeniyet Üniversitesi
- Vakıf: Acıbadem Üniversitesi, Bahçeşehir Üniversitesi, Beykent Üniversitesi, Doğuş Üniversitesi, Fatih Üniversitesi, Haliç Üniversitesi, Işık Üniversitesi, İstanbul Arel Üniversitesi, İstanbul Aydın Üniversitesi, İstanbul Bilgi Üniversitesi, İstanbul Bilim Üniversitesi, İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi, İstanbul Kültür Üniversitesi, İstanbul Şehir Üniversitesi, İstanbul Ticaret Üniversitesi, Kadir Has Üniversitesi, Koç Üniversitesi, Maltepe Üniversitesi, Okan Üniversitesi, Özyeğin Üniversitesi, Piri Reis Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi, Yeditepe Üniversitesi, Yeni Yüzyıl Üniversitesi. Nişantaşı Üniversitesi Üsküdar Üniversitesi
Hemen hemen İstanbul’daki tüm özel lise ve üniversitelerde İngilizce, Fransızca ve Almanca gibi ana yabancı dil veya ikincil yabancı dil eğitimi verilmektedir. Galatasaray Lisesi, 1481 yılında Galata Sarayı Enderun-u Hümayunu adılya kurulmuştur. Daha sonraki adıyla Galatasaray Mekteb-i Sultanisi şehrin en eski lisesi olmakla birlikte, en eski ikinci eğitim veren kurumudur.

Galatasaray Lisesi ve ön bahçesi.
İstanbul Lisesi (1884) daha çok bilinen adıyla İstanbul Erkek Lisesi, uluslararası alanda tanınmış en eski liselerden biridir. Cağaloğlu Anadolu Lisesi, (eski adıyla İstanbul Kız Lisesi) 1850 yılında I. Abdülmecit’in annesi Bezmiâlem Valide Sultan’ın isteği üzerine kurulmuş, Osmanlı’nın ilk sivil lisesi unvanına sahiptir. İlk olarak Valide Mektebi ve ardından Darülmaarif isimlerini almış, 1911-1933 yılları arasında İnas İdadisi(erkek öğretmen lisesi), 1933-1983 yılları arasında Türkiye’nin ilk kız lisesi İstanbul Kız Lisesi olarak hizmet vermiş, 1983 yılında ise bugünkü hâlini almıştır.
Üsküdar’ın Çengelköy semtindeki Kuleli Askeri Lisesi ise şehrin tek askeri lisesidir.
Nişantaşı Anadolu Lisesi (1905) , English High School for Boys adıyla özellikle İngiliz topluluğu mensuplarının çocuklarına sağlıklı bir eğitim vermek amacıyla kurulmuştur.1979 yılında MEB’e bağlanmış ve şimdiki adını almıştır.
Kadıköy Anadolu Lisesi (1955), eski ve daha iyi bilinen adıyla Kadıköy Maarif Koleji, Türkiye Cumhurriyeti’nin dünya çapında tanınan köklü ve seçkin liselerinden biridir. Kısaca Kadıköy Maarif veya KAL olarak bilinir. Ulusal Başarı ödülüne sahip ilk ve tek öğretim kurumu olan Kadıköy Maarif, aynı zamanda İstanbul Teknik Üniversitesi’ne en çok başarılı öğrenci gönderen okul olarak RAGIP DEVRES ödülünün de sahibidir.[129]
Türkiye’de eğitim veren lise türlerinden biri olan Anadolu Liseleri grubuna giren Kadıköy Anadolu Lisesi, Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi, Pertevniyal Lisesi, Kabataş Erkek Lisesi Türkiye ve dünya çapında tanınmış liselerdendir. İstanbul’da çok sayıda yabancı azınlık bulunmasından dolayı 19. yüzyıl’da yabancı liselerde artış görülmüştür. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra birçok yabancı okul Milli Eğitim Bakanlığı idaresine girmiştir. Fakat bazı liseler hâlen yabancı idaresi altındadır. Özel İtalyan Lisesi, İtalya hükûmeti tarafından yönetilmekte ve İtalyan devlet okulu olarak kabul edilmektedir. Ayrıca finansman ve öğretmen ihtiyacı Başkent Roma’dan sağlanmaktadır. 1863 yılında kurulan Robert Koleji ve diğer birçok okul bunların arasında sayılabilir.
İstanbul, çoğu Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait geniş koleksiyonları içeren çok sayıda kütüphaneye sahiptir. Tarihi belge koleksiyonları açısından en önemli kütüphaneler, Topkapı Sarayı Kütüphanesi, İstanbul Arkeoloji Müzeleri Kütüphanesi, Beyazıt Devlet Kütüphanesi, Süleymaniye Kütüphanesi, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi ve İBB’ ne bağlı olarak hizmet veren Atatürk Kitaplığı’dır.
Sağlık istanbulda önemlidir.
İstanbul çok sayıda hastane, klinik ve laboratuvarla birlikte ülkenin tıbbi araştırma merkezidir. Bu tesislerin çoğu yüksek teknolojik ekipmanlara sahiptir. Bu imkânların tıbbi turizme etkisi vardır ve kent bu alanda çok hızlı ilerlemektedir. Öyleki İngiltere ve Almanya gibi Batı Avrupa ülkeleri dar gelirli hastalarını yüksek teknolojik tıbbi tedavi ve operasyonlar için İstanbul’a göndermektedir. İstanbul özellikle lazer Oftalmoloji (Göz cerrahi) ve plastik cerrahi için küresel bir durak hâline gelmiştir.
Kentte özellikle hava kirliliği sağlık için büyük bir sorun oluşturmaktadır. Özel araçların artması ve kamu ulaşımının yavaş ve yetersiz olması bu sorunu artırmaktadır. Bu sorunla ilgili olarak Ocak 2006′da yalnızca kurşunsuz benzin kullanımı planlanıyordu.
Alt yapı istanbul
Yerebatan Sarnıcı’nın iç görünümü.

Bozdoğan Kemeri’nin günümüzdeki hâli.
Kentin su ihtiyacını karşılamak için yapılan sistemler şehrin kuruluş dönemine kadar uzanmaktadır. İki en önemli su kemeri, Roma döneminde inşa edilmiş Mazul Kemeri ve Bozdoğan Kemeri (Valens Kemeri)’dir. Şehrin Kuruluş dönemlerinde su ihtiyacı, yeraltı kaynaklarından sağlanıyordu. İlk önemli su tesisleri Roma döneminde yapılmıştır.[136] Roma İmparatorları’ndan Valens, Halkalı civarından Beyazıt’a kadar su getirtmiş ve bu su yolu için Mazul Kemer ile Bozdoğan Kemeri’ni inşa ettirmiştir.[137] Ayrıca Valens zamanında Belgrad Ormanları’nda bir bent de yaptırılmıştır. Kağıthane Deresi’nin suları ızgaralarda toplanarak şehrin su ihtiyacını karşılamak için kullanılmıştır. Toplananlar sular şehrin çeşitli sarnıçlarına toplanmıştır. Bu sarnıçların en büyük ve en önemlileri Binbirdirek Sarnıcı (Philoxenos) ve Yerebatan Sarnıcı’dır. Şehirde nüfusun giderek artması sonucu yine su sıkıntıları çekilmeye başlanmış, bunun üzerine Kanuni Sultan Süleyman bu sorunun çözülmesi için “Ser Mimaran-ı Cihan ve Mühendisan-ı Devran” diye ma’ruf Mimar Sinan’ı görevlendirdi. Böylece 1555 yılında Kırkçeşme Su Tesislerinin inşaasına başlanmış oldu. Daha sonraki yıllarda suya olan ihtiyacın ve halkında isteği sonucu, küçük ikmal şebekleriyle halkın kullanımına açık çeşmeler yapılmaya başlandı.
Bugün, suları klorlama, Atık su arıtma, dezenfekte etme ve dağıtma gibi hizmetler İSKİ (İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi) tarafından yürütülmektedir. Ayrıca bazı özel kuruluşlarda temiz su dağıtımı yapmaktadır. İstanbul’da elektrik dağıtımı ve bakımı ise Türkiye Elektrik İletim A.Ş. tarafından yapılmaktadır. Kentin ilk elektrik üretim tesisi ise 1914 yılında kurulan ve 1983 yılına kadar hizmet veren Silahtarağa Elektrik Santrali’dir.
Osmanlı İmparatorluğu’nda ilk Posta ve Telgraf Bakanlığı 23 Ekim 1840 yılında, Tanzimat Fermanı ile yaşanan gelişmelerin sonucu olarak kurulmuştur. İlk postane ofisi olan Postahane-i Amire Yeni Cami avlusu yakınlarındaydı. İlk Uluslararası ise 1876 yılında kurulmuş, 1901 yılında ise havale türü ve kargo gibi işlemlerin kabulüne başlanmıştır. 1847 yılında Samuel Morse tarafından telgrafın patenti alınmıştır. Samuel Morse’un bu yeni buluşu, eski Beylerbeyi Sarayı’nda (Beylerbeyi Sarayı 1861-1865 yıllarında aynı yere yenisi inşa edildi.) bizzat Padişah Abdülmecit tarafından test edilmiştir. Bu başarılı deneme sonrasında, İstanbul ve Edirne arasında ilk telgraf hattı kurulumu 9 Ağustos 1847 yılında başlamıştır. 1855 yılında Telgraf İdaresi kurulmuş, 23 Mayıs 1909 yılındada 50 hat kapasiteli ilk manuel telefon santrali Büyük Postane adıyla Sirkeci’de hizmet vermeye başlamıştır.
istanbul Önemli mekânlar
istanbul Yapılar
İstanbul Surları
-
Ana madde: İstanbul Surları
İstanbul’un etrafını çeviren surlar tarihte 7. yy.dan başlayarak inşa edilmiş, yıkılmalar ve yeniden yapmalarla dört defa elden geçmiştir. Son yapımı M.S. 408′den sonradır. II. Theodosius (408-450) zamanında İstanbul surları Sarayburnu’ndan Haliç kıyısı boyunca Ayvansaray’a bu taraftan ve Marmara kıyısı boyunca Yedikule’ye, Yedikule’den Topkapı’ya, Topkapı’dan Ayvansaray’a uzanıyordu. Surların uzunluğu 22 km.’dir . Haliç surları 5.5 km., kara 6,5 km., Marmara Surları ise 9 km.’dir.
Kara surları üç bölümden oluşur. Hendek, dış sur,iç sur. Hendekler bugün tarım alanı olmuştur. Sura bitişik ve 50 m. aralıklarla kara surları tarafında, birçoğu yıkılmış, çatlamış durumda 96 burç bulunmaktadır. Bu burçlar, boydan boya uzanan sur duvarlarından 10 metrelik çıkıntıda, çoğunlukla kare planlı ve 25 metre yüksekliğindedir.






istanbul Dolmabahçe Sarayı
-
Ana madde: Dolmabahçe Sarayı
Dolmabahçe Sarayı, Karaköy’den Sarıyer’e uzanan sahil şeridinin Kabataş ile Beşiktaş arasında kalan bölümünde, Marmara Denizi’nden Boğaziçi’ne deniz yoluyla girişte sol sahilde, Üsküdar’ın karşısında yer alan saray. Denizden yer alınıp doldurulmasıyla ortaya çıkan alana yapıldığı için dolmabahçe adını almıştır. Yapımı için dış devletlerden borç alınmıştır.[144] Dolmabahçe Sarayı’nın bugün bulunduğu alan, bundan dört yüzyıl öncesine kadar Osmanlı Kaptan-ı Derya’sının gemileridemirlediği, Boğaziçi’nin büyük bir koy’u idi. Dolmabahçe sarayı hâlâ eski güzelliğini korumaktadır. Geleneksel denizcilik törenlerinin yapıldığı bu koy zamanla bir bataklık hâline geldi. 17. yüzyıl’da doldurulmaya başlanan koy, padişahların dinlenme ve eğlenceleri için düzenlenen bir “hasbahçe”ye dönüştürüldü. Bu bahçede çeşitli dönemlerde yapılan köşkler ve kasırlar topluluğu, uzun süre Beşiktaş Sahilsarayı adıyla anıldı.[145]
Haliç istanbul
-
Ana madde: Haliç
Haliç, (batılıların deyişi ile Altın Boynuz) İstanbul’un bir koyudur. Haliç’in kelime anlamı, nehir ağızındaki koy demektir. Yunan efsanesine göre; Megaralılar, kralları Beyaz’ın annesi Keroessa için Altın Boynuz ismini vermişlerdir. Bizans döneminde kolonileşme de burada başlamıştır. Aynı zamanda Bizans İmparatorluğu’nun denizcilik merkeziydi.Sahil boyunca uzanan duvarlar,şehri bir deniz filosu atağından korumak için inşa edilmiştir. Haliç’in girişinde istenmeyen gemilerin girişini engellemek için, şehirden karşıya eski Galata kulesi’nin kuzeydoğu ucuna uzanan geniş bir zincir vardı. Bu kule Latin haçlılarınca 4.Haçlı seferinde 1204 yılında geniş bir şekilde tahrip edildi. Fakat Ceneviz’liler yanına yeni bir kule inşa ettiler. Bu kule meşhur Galata Kulesi 1348 Christea Turris (Tower of Christ:İsa’nın Kulesi) diye adlandırılır. Osmanlı döneminde Yoğun Bektaşi nüfusun yaşadığı bir bölge idi. Karaağaç tekkesi,Karyağdı Baba tekkesi,Giresunlu Tekkesi gibi birçok Bektaşi tekkesi bu bölgede idi
istanbul Beylerbeyi Sarayı
-
Ana madde: Beylerbeyi Sarayı
Beylerbeyi sarayı 1861-1865 yıllarında, eski ahşap bir sahil sarayının yerinde Sultan Abdülaziz tarafından Sarkis Balyan’a yaptırılmıştır.[146] Yazlık bir saray olarak inşaa edilen Beylerbeyi Sarayı, boğazı izleyebilecek bir yere yerleştirilmiştir. Saray, çok büyük olmamakla beraber, güzel işlemeleri ile göz kamaştırır. Sarayın mimarisi, Avrupa mimarisinden çok etkilenmiş olmakla beraber, Osmanlı’ya özgü süslemeler gayet rahat görülebilir. Sarayın içerisi rengarek çinilerle süslenmiş olup içeride Avrupa’dan getirlen mobilyalar ve değerli eşyalar kullanılmıştır. Sarayın tavanlarında ve duvarlarında özellikle gemi resimleri dikkat çeker.
istanbul Topkapı Sarayı
-
Ana madde: Topkapı Sarayı
Topkapı Sarayı, İstanbul’da yer alan ve dünyada günümüze gelebilmiş sarayların en eskisi ve genişidir.[147] Konumu, Haliç’i, Boğaziçi’ni ve Marmara denizi gören, İstanbul’un ilk kuruluş yeri olan bilinen akropol tepesidir. Tarihi İstanbul üçgen yarımadasının en uç noktasında, 5 km’yi bulan surlarla çevrili, 700.000 m2 özel araziye sahip bir komplekstir. Bu özelliği ile saraydan çok küçük bir şehri andıran Topkapı Sarayı, 500 yılı aşkın bir süredir kullanılmıştır. Sonradan padişah, yeni yapılan Dolmabahçe Sarayı’na taşınınca saray, uzun bir süre bakımsız bırakıldı. Saray, Cumhuriyet Dönemi’nde yapılan restorasyon sayesinde eski görkemine geri kavuştu. Şu an bir müze olarak kullanılan sarayda padişaha ait eşyalar segilenir. Müze kolleksiyonunun en değerli parçaları arasında Muhammed’in hırkası, dişi, ayak izi ve kılıcı sayılabilir. Bu nesneler, Yavuz Sultan Selim döneminde Kahire’den getirlmiştir. Başka bir değerli parça ise dünyaca meşhur Kaşıkçı Elması’dır. Topkapı Hançeriise müzede sergilenen başka bir değerli eşyadır.
istanbul Yıldız Sarayı
-
Ana madde: Yıldız Sarayı
Yıldız Sarayı ilk kez Sultan III. Selim’in annesi Mihrişah Sultan için yaptırılmış, özellikle Osmanlı padişahı II. Abdülhamit zamanında Osmanlı İmparatorluğunun ana sarayı olarak kullanılmış, günümüzde Beşiktaş İlçesi’nde yer alan bir saraydır.[148][149]Dolmabahçe Sarayı gibi tek bir bina hâlinde değil, Marmara denizi sahilinden başlayarak kuzeybatıya doğru yükselip sırt çizgisine kadar tüm yamacı kaplayan bir bahçe ve koruluk içine yerleşmiş saraylar, köşkler, yönetim, koruma, servis yapıları ve parklar bütünüdür.
istanbul Çırağan Sarayı
-
Ana madde: Çırağan Sarayı
İstanbul, Beşiktaş ilçesi, Çırağan Caddesi üzerinde bulunan tarihi saray. Haliç ve Boğaziçi’nin en güzel yerleri sultanlar ve önemli kişilere saray ve köşkleri için tahsis edilmişti. Zaman içinde bunların birçoğu yok olmuştur. Büyük bir saray olan Çırağan da 1910 yılında yanmıştı.[150] Önceki bir ahşap sarayın yerinde 1871 yılında Sultan Abdülaziz tarafından Saray Mimarı Serkis Balyan’a yaptırılmıştı. Dört yılda 4 milyon altına mâl olan yapının ara bölme ve tavanı ahşap, duvarlarda mermer kaplıydı. Taş işçiliğinin üstün örnekleri sütunları zengin döşenmiş, mekânlar tamamlardı. Odalar nadide halılarla, mobilyalar altın yaldızlar ve sedef kalem işleri ile süslüydü. Boğaziçi’nin diğer sarayları gibi Çırağan da birçok önemli toplantıya mekân olmuştu. Renkli mermerle süslenmiş cepheleri, abidevi kapıları vardı ve arka sırtlardaki Yıldız Sarayına bir köprü ile bağlanmıştı. Cadde tarafı yüksek duvarlar ile çevriliydi. Yıllar boyu harabe hâlinde duran kalıntı büyük tamirler sonunda yeniden ihya olmuş, yanına ilave edilen eklentiler ile beş yıldızlı, güzel bir sahil oteline dönüştürülmüştür. Bahçesinde süs havuzu, bir iskele ve bir helikopter pisti bulunmaktadır. Günümüzde birçok sosyal aktiviteye ev sahipliği yapmaktadır.[151][152]
istanbul Galata Kulesi
-
Ana madde: Galata Kulesi
İstanbul Beyoğlu’nda Galata semtinde bulunan 528 yılında inşa edilmiş kuledir. Kuleden şehir panoramik bir şekilde izlenebilmektedir. Bizans imparatoru Anastasius tarafından inşa edilmiştir. Daha sonra 1204 yılında 4.Haçlı Seferleri ile büyük ölçüde tahrip olan kule 1348 yılında İsa Kulesi olarak Cenevizliler tarafından Galata Surlarına tekrar ek olarak yapılmıştır. Bugün çok canlı mekanlardan biri olan Galata Meydanı da kulenin yanındadır.
istanbulun Meydanları
istanbul Taksim Meydanı ; gezi parkı

-
Ana madde: Taksim Meydanı
Taksim semti ve meydanı adını, Osmanlı Devleti’nde zamanında sucuların; suyu, halka taksim ettikleri yer olduğundan verilmiştir. Meydan olmadan önce, eski evlerin sıralandığı dar bir bölge olan semt, meydan hâline getirilip genişletildikten sonra, zamanla bugünkü görünümünü almıştır. Meydanın ortasındaki Cumhuriyet Anıtı ve çevresi bugün tören yeri olarak kullanılıyor ve buluşma yeri işlevini üstleniyor. Meydan’ın başlangıcından Tünel’e kadar Nostaljik tramvay çalışır.
Taksim Meydanı’nın simgesi hâline gelen Cumhuriyet Anıtı İtalyan heykeltraş Pietro Canonica’ya yaptırılmış, 1928 yılında yerine yerleştirilmiştir. Anıtın yapımı 2,5 yıl sürmüş, anıt taş ve bronz kullanılarak yapılmıştır. Cumhuriyet dönemi anıtlarından ilk defa figüratif bir anlatımla Atatürk’ü ve yeni düzeni anlatan bir heykeldir.
istanbul Sultanahmet Meydanı

-
Ana madde: Sultanahmet Meydanı
İstanbul’un en önemli meydanlarından biri. Bizans devrinde Hipodrom olarak bilinirdi. “Hipodrom” Yunanca “hippos” (at) ve “dromos” (yol) sözcüklerinin bileşiminden oluşan ve “atyolu” anlamına gelen bir kelimedir. Osmanlı döneminde buraya At Meydanı denirdi.[158] [159]
Günümüze çok az kalıntıları kalan Bizans devri önemli yapıları ve abideleri Hipodrom çevresinde inşa edilmişti. “Büyük Saray” diye bilinen İmparatorluk Sarayı Hipodromun yanından başlar, aşağılara, deniz kenarına kadar uzanırdı. Bu Saraydan günümüze bir büyük salonun yer mozaik panosu gelebilmiştir. Şehrin en önemli meydanı Agusteion ve burası ile cadde arasında Milerium zafer takı bulunurdu. Cadde Roma’ya kadar uzanan yolun başlangıcı idi ve ilk kilometre taşı da buradaydı.[160]
Meydanda bulunan sütunlardan ilki aynı zamanda aralarından en eskisidir. Üzerinde hiyeroglifler bulunan bu taş, firavun I. Tutmosis’in mezarından taşınmıştır. 2000 yıllık tarihi ile bu taş, aslında Bizans İmparatorluğu’ndan bile daha eskidir. İkinci sütun ise “Yılanlı Sütun” ya da “Burmalı Sütun” olarak adlandırlmaktadır. Bu sütun tunçtan yapılmış olup, birbirine sarılan üç yılan şeklinde yapılmıştır. Sütun Delfi’den getirlmiş olup, kente yılan gelmesini önlediği söylenir. Şu an sütundaki yılanları başları olmayıp, sadece birinin üst çenesi İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir. Eskiden tepesinde altın, gümüş ve bakırdan yapılma bir kazanın olduğu söylense de doğruluğu ıspatlanamamıştır. Üçüncü sütuna ise “Örmeli Sütun” denilir. Bu sütunun taşlarının her biri ayrı bir yerden olmak üzere Anadolu’nun çeşitli yerlerinden geldiği rıvayet edilir. Eskiden üzeri altın yaldızlı levhalarla kaplı iken o levhalar kentin yağmalanmasından sonra çalınmıştır. Bu sütunun içinde bir mıknatıs bulunduğu, kenti depremden koruyacağı ve kıyamete kadar dayanacağı rıvayet edilir.
Osmanlı zamanında da Yeniçeri isyanları bu bölgede olur, kırk gün kırk gece süren şehzade sünnet düğünleri, şenlikler burada yapılırdı. Halide Edip’in İstanbul’un işgaline karşı konuşma yaptığı Sultanahmet mitingi de burada yapılmıştır.[161] Meydanın orta yerinde Kayzer II. Wilhelm’in ziyaret hatırası olarak yapılmış olan Alman Çeşmesi bulunmaktadır. [162] Meydanın batısında ise İstanbul Adliyesi yer almaktadır. Meydan günümüzde İstanbul’un en önemli turistik merkezidir.
istanbul Beyazıt Meydanı
- Ana madde: Beyazıt Meydanı
Tarihî yarımada içerisinde bulunan tarihi bir meydandır. İstanbul Üniversitesi ve Tarihi Kapalı Çarşı’ya ev sahipliği yapmaktadır.Beyazıt Camiini de içinde bulunduran meydan turistlerin uğrak noktasıdır.
Özgürlük Meydanı istanbul
Bakırköy ilçesi İstanbul’un en kalabalık ilçelerinden birisidir. Bu ilçenin en popüler mekânlarından biri de Özgürlük Meydanı veya eski adıyla Cumhuriyet Meydanıdır.

Parklar inbulluya hizmet vermekte
Gülhane Parkı istanbulun en gözde yerlerindendir.
Gülhane Parkı, İstanbul’un Fatih ilçesinde yer alan bir parktır. Park, eskiden Topkapı Sarayı’nın bir bahçesi idi. Padişahın Dolmabaçe Sarayı’na taşınması ile bahçedeki ağaçlar da saraya taşınmıştır. Bu yüzden bahçe, o zamanlar harap bir hâlde idi. 2003 yılında park olarak yeniden düzenlenen bahçe, yeniden eski hâlini alır. Ayrıca parkın Sarayburnu’na doğru olan tarafından, İstanbul’un belki de en güzel manzaralarından biri izlenebilir. Ayrıca parkın tam oratsında Gotlar Sütunu adı verilen bir sütun yer alır.
Kültür ve Modern Yaşam istanbulda nasıl yaşanır
Sahne ve güzel sanatlar Ve istanbul

İstanbul Arkeoloji Müzesi, Topkapı Sarayı’nın bitişiğindedir. İstanbul giderek kültürel açıdan daha önemli bir merkez hâline gelmektedir. Şehir, 2010 Avrupa Kültür Başkenti ilan edilmiştir
Dünyaca ünlü pop starlar İstanbul stadyumlarını doldururken, opera, bale ve tiyatro gibi sanat dallarında eserler yıl boyu sahnelenir. Mevsimsel festival boyunca, dünyaca ünlü orkestralar, koral müzik grupları ve caz müziğinin efsane isimleri konser vermektedirler. 1982 yılından beri düzenlenmekte olan Uluslararası İstanbul Film Festivali, Avrupa’daki en önemli film festivallerinden birisidir. Güzel sanatlarla ilgili olarak 2 yılda İstanbul Bienali düzenlenmektedir.
2004 yılında açılan İstanbul Modern Sanat Müzesi sık sık Türk ve yabancı sanatçıların sergilerine ev sahipliği yapmaktadır. Ayrıca Pera Müzesi ve Sakıp Sabancı Müzesi’de dünyanın ünlü sanatçılarının sergilerini barındıran kentin önemli müzelerindendir. Haliç’in kıyısında kurulan Rahmi M. Koç Müzesi’nde genellikle sanayi, ulaşım, endüstri ve iletişim tarihine ait 1800 ve 1900′lü yılların araba, lokomotif, tekne, denizaltı ve uçakları sergilenmektedir.
Çinili Köşk Müzesi
1881 yılında kurulan İstanbul Arkeoloji Müzesi kendi türünde dünyanın en büyük müzelerinden biridir.[169] Müzede Akdeniz Havzası, Balkanlar, Orta Doğu, Kuzey Afrika ve Orta Asya’ya ait 1 milyon arkeolojik parça bulunmaktadır. İstanbul Arkeoloji Müzesi’nin bünyesine ayrıca Çinili Köşk Müzesi de bulunur. Müzede Selçuklu ve Osmanlı devirlerinden kalma İznik çinisi ve seramik örnekleri sergilenmektedir. Sultanahmet Meydanı’nda bulunan Büyük Saray Mozaikleri Müzesi geç Roma İmparatorluğu dönemi ve erken Bizans İmparatorluğu dönemine ait Büyük Saray’ın taban mozikleri ve duvar süslerini barındırır. Bu müzeye oldukça yakın olan Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde ise çeşitli İslam uygarlıklarına ait geniş bir koleksiyon bulunmaktadır. Türkiye’nin ilk özel müzesi olan Sadberk Hanım Müzesi’de eski Anadolu uygarlıklarından, Osmanlılara kadar uzanan geniş bir yelpazede birçok eser içerir.

Beşiktaş ilçesinde yer alan Yıldız Sarayı, İstanbul Antika Fuarı’na ev sahipliği yaparak Doğu ve Batı’dan birçok antika eseri bir araya getirmiştir. Şişli’nin Mecidiyeköy semtinde bulunan Çok katlı Mecidiyeköy Antikacılar Çarşısı şehrin en büyük antikacılar çarşısıdır. 1455 – 1461 yılları arasında II. Mehmet tarafından yaptırılan Eminönü’ndeki Kapalı Çarşı mücevher, halı, sanat eseri ve antika eşyalar satan sayısız dükkân vardır. Beyazıt Meydanı’ndaki tarihi ve nadir kitapların satıldığı Sahaflar Çarşısı, dünyanın en eski kitap çarşılarından birisidir. Sürekli olarak geç Roma, Bizans ve Osmanlı döneminden bu yana faaliyet göstermektedir.
Canlı gösteriler ve konserler için ev sahipliği yapan bir numaralı tarihi mekânlar Aya İrini, Rumeli Hisarı, Yedikule Hisarı, Topkapı Sarayı avlusu ve Gülhane Parkı’dır. Önemli bir kültür öğelerinden biride Türk Hamamı’dır. Osmanlı döneminde yapılan ve buna en iyi örnek olan Çemberlitaş Hamamı (1584), Fatih’in Çemberlitaş semtindedir.
Rekreasyon ve istanbul
Geleneksel plajlar su kirliliği nedeniyle yavaş yavaş kaybolmaktadır. Ancak son zamanlarda şehirde eski plajlar yeniden açılmaktadır. Kentin yüzme için en çok tercih edilen yerleri, Bakırköy, Küçükçekmece, Sarıyer ve Boğaz’dır. Şehir dışında kalanAdalar, Silivri ve Tuzla’nın yanı sıra Karadeniz’e kıyısı bulunan Kilyos ve Şile de yüzmek ve dinlenmek için tercih edilmektedir.
Prens Adaları, Marmara Denizi’ndeki bir grup adadan oluşmaktadır. Kartal ve Pendik ilçelerinin güneyinde kalan adalarda 19. ve 20. yüzyıl başlarından kalma birçok çam ve fıstık çamı vardır. Ayrıca bu dönemden kalma neoclassical and art nouveautarzında Osmanlı yazlık konkları vardır. Adalarda başlıca balık ve deniz yemekleri yaygındır. İstanbul’a uzak mesafede bulunan Şile ilçesi yazlık ve dinlenme yeri olma özelliği ile bilinir. Şehir merkezine uzaklığı 50 kilometredir. Bozulmamış beyaz kum plajı bulunur.
Kapalı Çarşı, dünyanın en büyük ve en eski kapalı alışveriş merkezlerinden birisidir.
istanbulda Alışveriş nerelerde yapılır
İstanbul’da çok sayıda tarihi çarşı vardır. Kapalı Çarşı (1461), Mahmutpaşa Çarşısı (1462) ve Mısır Çarşısı bunlardan en önemlileridir. İlk modern alışveriş merkezi ise Bakırköy ilçesinde bulunan Galleria’dır. 20. yy’ın son yıllarında daha ziyade “alışveriş merkezi” adı verilen modern çarşıların sayısı artmıştır. Bunların en önemlileri, Akmerkez 1993, Capitol Alışveriş Merkezi 1994, Profilo Alışveriş Merkezi 1998, Cevahir Alışveriş Merkezi 2002, Avrupa’nın ve Dünya’nın en iyi alışveriş merkezi ödülünü kazanan Metrocity (2003), Kanyon Alışveriş Merkezi (2006), İstinye Park (2008), Meydan Alış Veriş Merkezi (Ümraniye - Merter - 2009).
istanbuldaki Restoranlar
İstanbul, geleneksel Türk lokantaları ile birlikte, Avrupa ve Uzak Doğu’lu birçok restoran ve diğer mutfakları bünyesinde barındırmaktadır. Kentin en önemli meyhane ve barları şehrin en canlı yerlerinden biri olan Beyoğlu ilçesindeki İstiklal Caddesi’nde toplanmıştır. 1876 yılında açılan Çiçek Pasajı, pek çok tarihi meyhane, bar ve restoranı içerisinde bulundurmaktadır. 1870 yılındaki büyük Beyoğlu yangını sonucu yanarak yıkılan Naum Tiyatrosu’nun yerine Hristaki Zografos Efendi tarafından inşa ettirilmiştir. Rum Cleanthy Zanno’nun mimarlığında yeni bir tip çarşı binası olarak Cité de Péra adıyla açılmıştır.
Diğer tarihi bar ve kahvehaneler Tünel Pasajı çevresindeki alanlarda ve Asmalımescit Sokağı yakınlarında ve yine Çiçek Pasajı’nın arka darafına düşen Nevizade Sokağı’nda yoğunlukla bulunur. İstiklal Caddesi çevresindeki bazı tarih mahalleler farklı şekillerde yeniden restore edilmiştir. Galatasaray Lisesi yakınlarındaki Cezayir Sokağı’nda resmi olmayan adıyla bilinen La Rue Française de (Fransız Sokağı) frankofon barlar, kafeler ve canlı müzik dinletisi sunan restaronlar bulunmaktadır.
İstanbul da tarihi balık lokantalarıda oldukça ünlüdür. En popüler balık lokantaları genellikle Boğaz’da ve şehrin güneyindeki Marmara Denizi kıyılarındadır. Ayrıca Marmara Denizi’ndeki en büyükPrens Adaları (Büyükada, Heybeliada, Burgazada ve Kınalıada) ve İstanbul Boğazı’nın kuzey girişinde bulunanAnadolu Kavağı’da tarihi balık restoranlarıyla ünlüdür.
Gece hayatı ve istanbulun tadı
Şehirdeki pek çok gece kulübü, barlar, restoranlar ve tavernalar canlı müzik ile birlikte insanlara hizmet vermektedir. Gece kulüpleri, restoran ve barların sayısında artışla birlikte yaz aylarında artan sıcaklık insanları bu yerlere çekmektedir. Özellikleİstiklal Caddesi ve Nişantaşı çevrelerinde kafeler, restoranlar, barlar, kulüpler, sanat galerileri, tiyatro ve sinemalar yoğunlaşmıştır. Babylon ve Nu Pera Beyoğlu’daki yaz ve kış hizmet veren gece kulüplerindendir.
En popüler açık hava gece kulüpleri İstanbul Boğazı kıyılarında bulunur. Ortaköy semtinde bulunan Sortie, Reina ve Anjelique bunlardan bazılarıdır. Ortaköy semtinin bir diğer önemli mekânlarından Q Caz Bar ise canlı caz müziği ile insanlara şık bir ortam sunmaktadır.
Maslak semtindeki İstanbul Arena ve Boğaziçi’ndeki Kuruçeşme Arena dünyanın dört bir köşesinden gelen ünlü şarkıcı ve orkestraların canlı konserlerine ev sahipliği yapmaktadır. Maslak semtindeki bir başka yerlerden birisi olan Parkorman ,Music TV’nin 2002 yılındaki canlı konser ve partilerine ev sahipliği yapmıştır.
Ulaşım ve istanbuldaki gelişmeler
- Ana madde: İstanbul halk taşımacılığı
Kent dışı ulaşım ve istanbul

Atatürk Havalimanı
Karayolu ile ulaşımda kullanılan Büyük İstanbul Otogarı, 1980′li yıllarda Topkapı’da bulunan İstanbul Trakya Otogarı’nın yetersiz gelmesi üzerine, 1987′de yapımına başlanmış, 1994 yılında hizmete girmiştir.
Kente demiryolu ile ulaşım için kullanılan Haydarpaşa Garı, 1908′de İstanbul - Bağdat Demiryolu hattının başlangıç istasyonu olarak inşa edilmiştir. Gar, TCDD’nin ana istasyonudur. İstanbul’un Anadolu Yakası’nda Kadıköy’de bulunur. Osmanlı İmparatorluğununson dönemlerinde bu istasyondan Bağdat Demiryolu yanında Hicaz Demiryolu seferleri de yapılmaya başlanmıştır.[190] Şehrin Avrupa yakasında Eminönü’nde bulunan Sirkeci Garı Trakya ve Avrupa’ya demiryolu ulaşımının başlangıcıdır.
Kente havayolu ile ulaşım için Atatürk Havalimanı ile Sabiha Gökçen Havalimanları mevcuttur. 3. Havalimanının da yapılması gündemdedir.
Kentin Türkiye’deki önemli merkezlere uzaklığı şöyledir: Kayseri 770 Adana 939, Hatay 1171, Ankara 454, Antalya 724, Bursa 243, Edirne 227, Diyarbakır 1372, Gaziantep 1136, İzmir 565, Konya 663, Kayseri 770, Samsun 733, Trabzon 1067 km.[193]
Kent içi ulaşım ve istanbul

İstanbul Raylı Sistem Haritası
İlde kent içi ulaşımda kullanılmak üzere İETT ve Ulaşım AŞ tarafıdan[194] işletilen metro, tramvay, metrobüs otobüslerin yanında dolmuş ve İDO tarafından işletilen deniz otobüsleri ve feribotlar da kullanılmaktadır. İstanbul, 1876′da yapılan Tünel ile toplu taşımada metronun ilk kullanıldığı yerlerdendir. Yapımına 2004 yılında başlanan Marmaray tamamlandığında, Avrupa yakası ile Asya yakası arasında raylı sistem ile yolculuk yapılabilecektir.[195] Kentte onüç adet raylı sistem hattı vardır ve bu hatların uzatılması ve yenilerinin yapılması projeleri vardır.[196] Kentte ayrıca 1510 m uzunluğundaki Fatih Sultan Mehmet ve 1071 m uzunluğundaki Boğaziçi Köprüsü ile Avrupa Yakası ile Asya Yakası arasındaki ulaşım sağlanır. 3. Köprünün ihalesi bugünlerde yapılmaktadır.
Metro
- Ana madde: İstanbul metrosu
İstanbul Teknik Üniversitesi Müzesi’nde, son senelerde eski kitaplar arasında bulunarak sergilenen, Avant Projet d’un Metropoliain a Constantinople (İstanbul’da bir metro ön projesi) L. Guerby Ing. imzasını taşıyor. Projenin eldeki mavi ozalit kopyası 1/5.000 ölçeğinde. Güzergah üzerindeki 24 istasyon Topkapı suriçi tramvay durağından başlayarak Şişli tramvay durağında son buluyor. İstasyonlarda peron uzunlukları 75 m; en uzun ara 975 m, en kısa ara 220 m olarak önerilen proje, 10 Ocak 1912 tarihini taşıyor.
İstanbul Metrosu ile ilgili yapılan son proje IRTC kapsamında 1987′de gerçekleştirilen çalışmadır. Bu konsorsiyum İstanbul Metrosu ile birlikte “Boğaz demiryolu tüneli” projesini de birlikte hazırlamıştır. Bu etütte metro güzergahı 16.207 m olup istasyonları Topkapı – Şehremini – Cerrahpaşa – Yenikapı – Unkapanı – Şişhane – Taksim – Osmanbey – Şişli – Gayrettepe – Levent – 4.Levent olan bir hat önermiştir. Bu projenin Şişhane-Hacıosman arası açılmış olup[197], kalan kısımları inşa hâlindedir: Güneyinde Yenikapı’ya uzatma çalışmaları sürmektedir.
2004 yılında temelleri atılan ve yapımı devam eden Marmaray Projesi’nin 2013 yılının sonlarına kadar tamamlanması planlanmaktadır. Avrupa ve Asya yakasını İstanbul Boğazı’nın altından birleştirecek banliyö hattı iyileştirme projesidir. Adının ilham kaynağı olanAnkaray ve Bursaray’dan tamamen farklıdır. Zira Ankaray ve Bursaray birer metrodur. Marmaray ise Manş Denizi’ndeki Eurotunnel benzeri bir demiryolu projesidir. Bununla beraber İstanbul metrosuna aktarma bağlantıları da vardır.[198]
Anadolu Yakası’nda ise 2005 yılında Kadıköy-Kaynarca Metrosu’nun temeli atılmıştır. Hat, Temmuz 2012 tarihinde Kadıköy-Kartal olarak hizmete girecek, Kaynarca uzatması açıldığında 26,5 KM uzunluğuyla İstanbul’un en uzun metrosu olarak 19 istasyona sahip olacaktır. Hattın Sabiha Gökçen Havaalanı ile bağlantısının yapılması da gündemdedir.
Ayrıca Üsküdar-Çekmeköy metro projesinin de 2012 Mart ayı itibariyle inşaatına başlandı. Projenin 38 ayda bitirilmesi planlanmaktadır.
Medya ve istanbul
İlk Türkçe gazete Takvim-i Vekayi, 1 Ağustos 1831 tarihinde Bâb-ı Âli semtinde basıldı.[199] Bâb-ı Âli böylece medyanın en önemli merkezi hâline gelmiştir. İstanbul, Türkiye’nin medya başkenti olmakla birlikte çeşitli yerli ve yabancı basın kuruluşları arasında büyük bir rekabet vardır. Türkiye’nin önemli ulusal medya ve yayın kuruluşlarının merkezide çoğunlukla İstanbul’dadır. Aynı zamanda Ankara ve İzmir’de de yayın merkezleri vardır.[200] İstanbul merkezli büyük gazete kuruluşları olan; Posta, Zaman, Hürriyet, Milliyet, Sabah, Radikal, Cumhuriyet, Türkiye, Akşam, Star,BirGün, Tercüman, Vatan, Takvim, Yeni Şafak ve Türkiye’nin ilk İngilizce gazetesi olan Hürriyet Daily News[201] ile Today’s Zaman bunların başlıcalarıdır. Ayrıca çok sayıda yerel – ulusal TV ve radyo istasyonlarıda İstanbul’da bulunmaktadır. TNT, STV, CNBC-e, CNN Türk, Ulusal Kanal, MTV Türkiye, FOX, TRT (Ana binasının biri de Ankara’dadır.) NTV, Kanal D, ATV, Show TV, Star TV, Cine5, Skytürk 360, TGRT Haber, Kanal 7, KanalTürk, Flash TV ve diğer birçok sayıdaki TV kuruluşları bunların arasındadır. Şehirde yüzü geçkin FM radyo istasyonuda bulunmaktadır.[202]
Spor ve istanbul

Tuzla İstanbul Park
Bizans ve Roma dönemlerinden beri birçok spor faaliyetine ev sahipliği yapan İstanbul; günümüzde futbol, basketbol, voleybol ve çeşitli motor yarışlarına ev sahipliği yapar. Türkiye liglerinin üç büyüğü Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş’ın antrenman ve maç sahaları burada bulunmaktadır. Bunun yanında basketbolda Anadolu Efes, Galatasaray Medical Park, Fenerbahçe Ülker ve Beşiktaş ile voleybolda Eczacıbaşı, Galatasaray Daikin, Beşiktaş Bahçeşehir Üniversitesi, Fenerbahçe veVakıfbank hentbolda Beşiktaş tekerlekli sandalye basketbolunda ise Beşiktaş RMK Marine ve Galatasaray gibi takımlar şehrin önemli kulüpleridir.
Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena, Atatürk Olimpiyat Stadı ve Şükrü Saraçoğlu Stadı UEFA’nın beş yıldızlı stadları arasındadır ve Atatürk Olimpiyat Stadı, 2005 Şampiyonlar Ligi Finali’ne ev sahipliği yapmıştır. Aynı şekilde Şükrü Saraçoğlu Stadı da 2009 UEFA Kupası Finali’ne ev sahipliği yapmıştır.
Dünyanın en büyük spor organizasyonlarından biri olan Formula 1 yarışlarına ev sahipliği yapmakta olan İstanbul Park Pisti, toplam 2 milyon 215 bin m2′lik bir alanı kaplamaktadır.
Türkiye’nin en önemli hipodromu olan Veliefendi Hipodromu kentteki önemli yarışlara ev sahipliği yapmaktadır.
2012 & 2013 Sezonu Kulüpleri: bulundukları ligler, kullandıkları stadlar ve spor salonları
istanbulda Futbol
Süper Lig
Kulüp | Saha | Kapasite | Kuruluşu |
---|---|---|---|
İstanbul BŞB | Atatürk Olimpiyat Stadyumu | 82.576 | 1990 |
Galatasaray | Türk Telekom Arena | 52.650 | 1905 |
Fenerbahçe | Şükrü Saracoğlu Stadyumu | 50.530 | 1907 |
Beşiktaş | BJK İnönü Stadyumu | 32.145 | 1903 |
Kasımpaşa | Recep Tayyip Erdoğan Stadyumu | 14.234 | 1921 |
1. Lig
Kulüp | Saha | Kapasite | Kuruluşu |
---|---|---|---|
Kartalspor | Kartal Stadyumu | 15.000 | 1949 |
2. Lig
Kulüp | Saha | Kapasite | Kuruluşu |
---|---|---|---|
Sarıyer | Yusuf Ziya Öniş Stadyumu | 10.000 | 1940 |
İstanbul Güngörenspor | Mimar Yahya Baş Stadyumu | 7.589 | 1983 |
Pendikspor | Pendik Stadyumu | 4.000 | 1950 |
Gaziosmanpaşaspor | Gaziosmanpaşa Stadyumu | 4.000 | 1965 |
Tepecikspor | Tepecik Belediye Stadyumu | 3.000 | 1988 |
Bayrampaşaspor | Çetin Emeç Stadyumu | 2.500 | 1959 |
Eyüpspor | Eyüp Stadyumu | 2.500 | 1919 |
3. Lig
Kulüp | Saha | Kapasite | Kuruluşu |
---|---|---|---|
Sancaktepe Belediyespor | Hakan Şükür Stadyumu | 7.000 | 2008 |
Fatih Karagümrük | Vefa Stadyumu | 6.500 | 1926 |
Beylerbeyi | Beylerbeyi 75. Yıl Stadyumu | 5.500 | 1903 |
Anadolu Üsküdar 1908 | Beylerbeyi 75. Yıl Stadyumu | 5.500 | 1908 |
Maltepespor | Maltepe Hasan Polat Stadyumu | 5.000 | 1923 |
İstanbulspor | Bahçelievler İl Özel İdare Stadyumu | 4.350 | 1926 |
Silivrispor | Silivri Stadyumu | 3.000 | 1957 |
Ümraniyespor | Ümraniye Belediye İlçe Stadyumu | 655 | 1938 |
Basketbol ve istanbul
istanbul Beko Basketbol Ligi
Kulüp | Saha |
---|---|
Anadolu Efes | Ayhan Şahenk Spor Salonu |
Beşiktaş | BJK Akatlar Arena |
Fenerbahçe Ülker | Ülker Sports Arena |
Galatasaray Medical Park | Abdi İpekçi Arena |
TKBL
Kulüp | Saha |
---|---|
Beşiktaş | BJK Akatlar Arena |
Fenerbahçe | Ülker Sports Arena |
Galatasaray | Abdi İpekçi Arena |
İstanbul Üniversitesi B.G.D. | Prof. Dr. Turgay Atasü Spor Salonu |
TTSB
Kulüp | Saha |
---|---|
Beşiktaş RMK Marine | Süleyman Seba Spor Salonu |
Galatasaray | Ahmet Cömert Spor Salonu |
Voleybol ve istanbul
Acıbadem Bayanlar Voleybol 1. Ligi
Kulüp | Saha |
---|---|
Bakırköy Belediyesi Yeşilyurt | Yeşilyurt Spor Salonu |
Beşiktaş Bahçeşehir Üniversitesi | BJK Akatlar Arena |
Eczacıbaşı Vitra | Eczacıbaşı Spor Salonu |
Fenerbahçe | Burhan Felek Spor Salonu |
Galatasaray Daikin | Burhan Felek Spor Salonu |
Sarıyer Belediyesi Spor Kulübü | Sarıyer Spor Salonu |
Vakıfbank | Burhan Felek Voleybol Salonu |
Acıbadem Erkekler Voleybol 1. Ligi
Kulüp | Saha |
---|---|
Fenerbahçe Grundig | Burhan Felek Spor Salonu |
Galatasaray | Burhan Felek Spor Salonu |
İstanbul BŞB | Haldun Alagaş Spor Salonu |
Hentbol[değiştir | kaynağı değiştir]
Türkiye Erkekler Hentbol Süper Ligi
Kulüp | Saha |
---|---|
Beşiktaş | Süleyman Seba Spor Salonu |
Yeditepe Spor | Hakkı Başar Spor Salonu |
Türkiye Kadınlar Hentbol Süper Ligi
Kulüp | Saha |
---|---|
Maltepe Belediyesi Gençlik Spor | Yakacık İTO Spor Salonu |
Üsküdar Belediyesi Spor | Haldun Alagaş Spor Salonu |
-
Türk Telekom Arena
-
BJK İnönü Stadyumu
-
Şükrü Saracoğlu Stadyumu
istanbul unKardeş şehirleri
İstanbul’un dört kıtadan 64 kardeş kenti vardır. Bu sayı 1993 yılından beri yaklaşık iki kat artmıştır.
|
|
|
istanbul Görüntüler
-
Aya İrini Kilisesi, 1912
-
Dolmabahçe Sarayı
-
Ayasofya Müzesi
-
Galata Kulesi
-
Kariye Müzesi
-
Çırağan Sarayı
-
Haydarpaşa Garı
-
İstiklal Caddesi
-
İstanbul Üniversitesi
-
Levent
-
Sultanahmet Meydanı’ndaki dikilitaş
Ayrıca istanbul dakiler içinbakınız
- İstanbul’daki camiler
- İstanbul’daki kiliseler
- İstanbul’daki sinagoglar
- İstanbul’daki çeşmeler
- İstanbul’daki üniversiteler
- İstanbul’daki ilçeler
- İstanbul’daki oteller
istanbul
Bursa Nilüfer
04.01.2014 21:37Bursa Nilüfer ilçesi Bursa'nın Osmangazi Yıldırım Mudanya, Gemlik, Kestel, Gürsu ile beraber merkez ilçelerinden birisidir Bursa'nın konut ihtiyacını karşılayabilecek toplu konut alanlarıyla yakın zamanda büyük bir gelişme göstermiştir. Bursa Nilüfer Coğrafi konumu; ilçe, doğusunda Osmangazi, güneyinde Orhaneli, batısında Mustafakemalpaşa, Uluabat Gölü ve Karacabey, kuzeyinde Mudanya ile çevrilidir. Denizden yüksekliği 100-150 metredir.
Bursa Nilüfer Mahalleleri; Nilüfer ilçesi, AhmetYesevi, Alaaddinbey, Altınşehir, Ataevler, Atlas, Balat, Barış, Beşevler, Cumhuriyet, Çamlıca, Demirci, Ertuğrul, Esentepe, Fethiye, Gümüştepe, Işıktepe,İ hsaniye, Karaman, Konak, Kültür, Minareliçavuş, Odunluk, Özlüce, Üçevler, Ürünlü, YüzüncüYıl, 19 Mayıs, 23 Nisan, 29 Ekim olmak üzere tam 29 tane mahalleden oluşmaktadır.Bursa Nilüfer Belde ve köyler
Nilüfer İlçesi’nin Çalı, Akçalar, Görükle, Hasanağa, Kayapa ve Gölyazı olmak üzere 6 tane beldesi ve Yaylacık, Yolçatı, Badırga, Doğanköy, Dağyenice, Atlas, Kadriye, Üçpınar, İnegazi, Tahtalı, Başköy, Karacaoba, Çatalağıl, Çaylı, Konaklı, Büyükbalıklı, Gökçe, İrfaniye, Unçukuru, Fadıllı, Ayvaköy, Güngören, Korubaşı, Maksempınar ve Kuruçeşme'den oluşan 25 köyü vardır. Bu beldeler son yerel yönetimler yasasıyla Nilüfer Belediyesi' ne bağlanmıştır.
Bursa Nilüfer Nüfus
Yeni yapılanan bir bölge olması nedeniyle, Bursa Nilüfer Bursa'da nüfus artış hızı en fazla olan yerleşim yeridir. İlçe nüfusu 1990-2000 arasında yıllık %13, 2000-2007 yılları arasında yıllık %5,6 gibi büyük bür hızla artmıştır. İlçenin nüfusu 2011 nüfus sayımına göre 365.000'dir. Bunun 324.000'i ilçe merkezinde, 41.000'i ise kasaba ve köylerde yaşamaktadır. İlçe 6 belde, 25 köy ve 25 mahalleden oluşmaktadır.
Yıl | Toplam | Şehir | Kır |
---|---|---|---|
1990 | 65.799 | 36.897 | 28.902 |
2000 | 178.682 | 136.311 | 42.371 |
2007 | 251.344 | 199.270 | 52.074 |
2008 | 270.502 | 257.248 | 13.254 |
2009 | 282.991 | 269.371 | 13.620 |
2010 | 298.911 | 285.269 | 13.642 |
2011 | 316.753 | 303.142 | 13.611 |
Bursa Nilüfer İklim
Bursa Nilüfer Bölgede ılıman Marmara iklimi görülür. En sıcak ay Temmuz, en soğuk ay Şubat ayıdır. Kışın hava yağışlı geçer. Yağış en fazla kış ve ilkbaharda görülür. En az yağış ise Temmuz ayındadır. Yıllık yağış ortalaması 500–700 mm arasındadır. Hava yıl içinde % 25 açık ve bulutsuzdur. İlçede nem oranı oldukça yüksektir: % 58.
Bursa Nilüfer Ekonomi
Bursa Nilüfer Sanayi
Bursa Nilüfer İlçesi son yıllarda yoğun bir sanayileşmeye sahne oldu. Bursa nüfusunun önemli bölümüne istihdam olanağı sağlayan Bursa Organize Sanayi Bölgesi ilçe sınırları içindedir. Bursa’nın en büyük sanayi kuruluşları olan Oyak Renault, Bosch, Sifaş, Bisaş, Filament, Besaş, Coşkunöz,Polylen, SKT, Gemsat (Anlas Kalıp ) gibi önemli sanayi kuruluşların fabrikaları bu bölgededir. Bursa Nilüfer Mudanya yoluyla, Bursa Nilüfer izmir yolunun arasında çok geniş bir alana yayılan Bursa Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi ayrıca Nilüfer Organize Sanayi Bölgesi, Beşevler Küçük Sanayi Sitesi ve bu bölgelerin dışında Çalı, Kayapa, Hasanağa, Akçalar ve Görükle sınırları içindeki sanayi bölgeleri ile birçok büyük iş merkezini bünyesinde barındıran Bursa Nilüfer, bu özelliği ile Bursa nüfusunun % 80'ine istihdam olanağı yaratan ve ülke ekonomisine önemli oranda gelir sağlayan bir sanayi ilçesidir.
Bursa Nilüfer Tarım
Hızlı kentsel geliştirme göstermesi ve büyük bir sanayi bölgesi olmasına rağmen ilçede tarım üretimi devam etmektedir. Bursa Nilüfer Ekili alanların bir bölümünde buğday, arpa, yulaf, fasulye, bakla yetiştirilir. Bunların dışında biber, patlıcan, domates, soğan gibi sebzeler yetiştirilir. Endüstri bitkilerinden şeker pancarı, susam, ayçiçeği yetiştirilir. Bursa Nilüfer Meyve üretimi de yaygındır. En çok şeftali, dut, ceviz, elma, erik, üzüm, kiraz, armut gibi meyveler yetiştirilir.
Bursa Nilüfer Hayvancılık
ilçede küçükbaş hayvan üretimi gelişmiştir. Arcılık, tavukçuluk, ipekböcekçiliği önemli gelir kaynakları arasındadır.Bursa Nilüfer Büyükbaş hayvan üretimi de son yıllarda artmıştır.
Bursa Nilüfer Eğitim kurumları
ilçenin 14’ü özel olmak üzere toplam 18 anaokulu, 15’i özel olmak üzere toplam 63 ilköğretim okulu, 13’u özel olmak üzere toplam 28 lise ve engelli çocuklara eğitim vermek üzere kurulan 6 özel eğitim kurumu var. Köy ve beldelerdeki 20 ilköğretim okulu ile birlikte toplam 109 eğitim kurumunun bulunduğu Nilüfer’de, ilköğretim okulu ve lise öğrencilerinin sayısı yaklaşık 47 bini buluyor. Bu eğitim kurumlarında yaklaşık 2500 öğretmen görev alıyor.[12]
Uludağ Üniversitesi'nin merkez yerleşkesi Bursa Nilüfer ilçesi sınırları içindedir. Burada pek çok fakülte ve yüksekokul çalışmalarını sürdürmektedir.
Önemli bir öğrenci nüfusu barındıran Nilüfer’in ilk kütüphanesi Ataevler’de Basın Kültür Sarayı bünyesinde bulunuyor. Basın Kültür Sarayı bünyesindeki 700 metrekarelik alanda kurulan Nilüfer Akkılıç Kütüphanesi'nde 15 bin civarında kitap mevcut. Raflarında 1970’li yıllardan itibaren arşivlenen Cumhuriyet gazetesi ile bir Bursa gazetesi arşivinin de bulunduğu kütüphanenin kitap kapasitesi 50 bin civarındadır.
Bursa Nilüfer Kültürel Etkinlikler
Resim, heykel, tiyatro, fotoğraf, takı tasarımı, ahşap boyama, mum ve sabun yapımı, ebru, mozaik gibi alanlarda halka eğitimin verildiği Nilüfer Belediyesi Konak Kültürevi’nde ayrıca çeşitli konser, sergi, tiyatro, sinema, söyleşi, dinleti gibi etkinliklerde organize ediliyor. İlçe bünyesinde Türk Halk Müziği Korosu, Türk Sanat Müziği Korosu, Çoksesli Koro, Oda Orkestrası ve Çocuk Korosu, Halk Dansları Topluluğu ve bir Bale Topluluğu çalışmalarını sürdürmekte.
Bursa Nilüfer Sağlık
Bursa Nilüfer İlçesi'nde birinci basamak sağlık hizmetleri Nilüfer Halk Sağlığı Eğitim ve Araştırma Merkezleri (HSEAM) tarafından sağlamaktadır. Bu merkezler, Nilüfer Belediyesi sınırları içinde belirlenen bir alanda, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı’nın sorumluluğunda, Nilüfer Belediyesinin desteğinde birinci basamak sağlık hizmeti sunmak için kurulmuştur. Merkezlerde, öncelikli olarak birinci basamak sağlık hizmeti sunulmakta, bu hizmet sunumu sırasında, Tıp Fakültesi son sınıf öğrencilerinin kırsal hekimlik uygulamalarına (staj) ortam sağlanmaktadır. Ayrıca bölgede tıbbi bilimsel araştırmalar düzenlenip yürütülmektedir. Tüm merkezlerde poliklinik, hemşirelik hizmetleri, ilk ve acil yardım ile laboratuar hizmetleri verilmektedir. İhsaniye’de bu hizmetlere ek olarak radyolojik tetkikler yapılmakta, gıda satış yerlerinin denetimi yürütülmekte ve defin ruhsatı düzenlenmektedir.
Bursa Nilüfer Halk Sağlığı Eğitim ve Araştırma Merkezleri (HSEAM) tarafından her yıl sağlık fuarları düzenlenir. Sağlık Fuarı uygulaması 2002 yılı haziran ayında ilk kez yapılmıştır ve beşincisi de 2007 Haziran ayında gerçekleştirilmiştir. Sağlık Fuarı uygulaması sırasında çocuk standı, şişmanlık standı, şeker hastalığı standı, kanser ve sigara standı, kan grubu standı, hasta hakları standı, yüksek tansiyon standı, kolesterol standı ve anemi standı kurulmaktadır. Bu standlarda halk sağlığı stajı yapmakta olan tıp fakültesi son sınıf öğrencileri tarafından, halk sağlığı araştırma görevlileri, uzmanları ve öğretim görevlileri gözetiminde, sağlık ile ilgili bilgiler verilmekte, tetkikler yapılmakta, broşürler dağıtılmaktadır.
Bursa Nilüfer İlçesi'nde ikinci basamak sağlık hizmetleri çeşitli kamu ve özel sağlık merkezlerinde verilmektedir. Bunlardan bazıları:
- Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi
- Dörtçelik Çocuk Hastalıkları Hastanesi
- Özel Acıbadem Hastanesi
- Özel Bursa Anadolu Hastanesi
- Ren-Tıp İhsaniye Tıp Merkezi
- Özel Nilüfer Polikliniği
- Özel Esentepe Tıp Merkezi
- Bursa Psikiyatri dal merkezi
Bursa escort bayan sitesi
25.09.2013 16:25Bu fotoğraftaki hatuna bakıpta böle hatunlar düşmez demeyin. Bir çoğu kendi fotoğrafını yayınlamıyor fakat bunu aratmayacak olanları var. zaten herşey el yüz güzelliğide değil. kardeş mesele başka :) sen hala anlamadınmı?
Bu sitede dediğim gibi escort bayanların ilan sitesi yer almaktadır ve sizin bu sitelerde yayınlanan bayanlara ulaşımınızı organize eder. ve ayrıca sitelerimiz güncel blog tarzında olduğundan bulunduğunuz şehirle ilgili geçmiş ilginç olayların paylaşımlarıda bulunmaktadır. her kese ağız tatdıyla dolaşıp bol bol arayın :)